11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/7405 Karar No: 2017/901 Karar Tarihi: 13.02.2017
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/7405 Esas 2017/901 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2015/7405 E. , 2017/901 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Asıl karar: Beraat Ek karar: Temyiz talebinin reddi
I- Katılanın temyiz talebinin incelenmesinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 13.03.2012 gün ve 2011/6-386 Esas, 2012/99 sayılı kararında belirtildiği üzere, yoklukta verilen hükme ilişkin olarak temyiz süresinin, katılanın bu hükmü usulüne uygun olarak öğrenmesi yani tebliğle işlemeye başlayacağı açık olduğundan, bildirimde ayrıca "tefhim/tebliğ" denilmesinin, katılan açısından yasa yolu süresinin tebliğ ile işlemeye başlayacağı gerçeğini değiştirmeyeceği dikkate alınarak yapılan incelemede; Yokluğunda verilip, 23.10.2010 tarihinde usule uygun olarak bizzat kendisine tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 02.11.2010 havale tarihli dilekçe ile temyiz eden katılanın temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II- Sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık müdafiinin, 08.04.2010 günü yüzüne karşı tefhim edilen hükmü, yasal süresinden sonra 05.11.2014 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 315. maddesi uyarınca reddine ilişkin 12.11.2014 günlü ek karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz talebinin reddine dair ek kararın ONANMASINA, III- Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesine gelince; Sanığın katılan adına ..., ... ve ... nolu hatlara ilişkin abonelik sözleşmelerini sahte olarak düzenlediği iddia olunan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; abonelik sözleşmelerindeki imza ve yazıların katılana aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu hatlara ilişkin temin edilecek HTS raporlarından, hatları fiilen kullanan kişi ya da kişilerin tespiti ile sözleşmelerin ne şekilde yapıldığının araştırılması sonrasında toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi; suçun sübutu halinde, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında, özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulması suretiyle hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.