22. Hukuk Dairesi 2015/27083 E. , 2018/13468 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının ... Sağlık Hiz. Ltd. Şti. nezdinde çalıştığını, hizmet ilişkisinden kaynaklı alacaklarının hükme bağlandığını, ... Ltd. Şti.ne ... ilamlı icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu şirketin davalı şirkete devredilmiş olduğunun anlaşıldığını, davalı şirketin devralan işveren olduğu için 4857 Sayılı Yasanın 6. Maddesine göre devir tarihi itibarıyla ödenmesi gereken borçlardan sorumlu olduğunu, bu sebeple davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın reddine, yapılan davalı itirazının kabulü ile, takibin iptaline karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, davalılar arasında düzenlenen devir-satış protokolüne sorumluluğa dair konulan hükmün geçerli olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi uyarınca yürürlüğe devam eden 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut olayda, ... Diyaliz Sağlık Hizm. Ltd. Şti. ile davalı .... arasında 18/12/2009 tarihinde devir-satış protokolü yapılmıştır. Söz konusu protokolde, satıcının (devredenin) hukuki ve ticari ilişkilerinden kaynaklanan her türlü borç ve alacaklar ile 3. şahıslara olan borç ve alacak hesabıyla ilgili alıcının (devralanın) hiçbir sorumluluğunun olmadığı, bu sebeple alıcının doğabilecek her türlü zararını ödemeyi satıcının peşinen kabul ettiği düzenlenmiştir. Her ne kadar mahkemece, söz konusu düzenlemeye itibar edilerek sonuca gidilmişse de, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduklarının belirtilmesi karşısında kanun hilafına yapılan bu düzenlemenin geçersiz olduğu, devralan davalı şirketin davacının alacaklarından kanun gereği sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, protokol hükümleri geriye doğru yürümez. Nitekim, işçilerin işçilik alacaklarını almasını engellemek amacıyla söz konusu düzenlemenin yapıldığı açıktır. Hal böyle olunca davacının taleplerinden sorumluluğun yukarıda belirtilen esaslara göre tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30/05/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.