Hırsızlık - mala zarar verme - iftira Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/3747 Esas 2018/6794 Karar Sayılı İlamı
17. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3747 Karar No: 2018/6794 Karar Tarihi: 10.05.2018
Hırsızlık - mala zarar verme - iftira Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/3747 Esas 2018/6794 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir sanığın hırsızlık, mala zarar verme ve iftira suçlarından mahkum edilmesiyle ilgili yerel mahkeme hükmünü inceledi. Mahkeme, müşteki ifadeleriyle polis tutanakları arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve sanığın suç suçları hakkında kesin bir kanıta dayanan bir karar verilmesi gerektiği sonucuna vardı. Ayrıca, sanığın kendisini yanlış bir isimle tanıttığı ve iftira suçu işlediği da kabul edildi. Kararın detayları için, TCK'nın 53., 268. ve 267/1. maddelerine referans verilerek açıklayıcı bilgiler eklenmesi istenildi.
17. Ceza Dairesi 2016/3747 E. , 2018/6794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, iftira (Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan) HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. 1)Müşteki ..."un 21.03.2013 tarihli emniyetteki hazırlık beyanında evinin kapısının zorlandığını duyarak kapıyı açtığında kimseyi görmediğini, 23.01.2014 tarihli duruşmada ise hırsızı evin içinde yakaladığını boğuşma sırasında polislerin geldiğini beyan etmesi, yine 21.03.2013 tarihli yakalama tutanağında Yüzyıl Mahallesi 3/1 Sokak"ta sanığın polisleri görerek kaçmaya çalışması sırasında yakalandığının belirtildiği, daha sonra tutanak mümzilerinin 28.05.2013 tarihli sanığın kardeşi ..."ın beraat ettiği dosyada sanığı müşteki ile boğuşmakta iken yakaladıklarını beyan etmeleri nedeniyle tutanaklar, müşteki anlatımları ve tutanak mümzilerinin anlatımları arasında çelişkinin giderildikten ve sanığın nerede yakalandığı, yakalanan kişinin hırsızlık ve mala zarar verme suçlarını işleyip işlemediğinin kesin olarak belirlendikten sonra sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2)Sanık ..."ın, hırsızlık suçundan dolayı hakkında soruşturma yapıldığı sırada, kendisini ... olarak tanıttığı, emniyet görevlileri tarafından düzenlenen olay tutanağına da ... olarak yazıldığı ve sanığın bu şekilde düzenlenen tutanağı imzaladığı, sanığın bu isimle yargılandığı ve ... hakkında beraat kararı verilerek sanık hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, ..."ın sanığın kardeşi olduğu ve hayalî bir kimse olmayıp gerçek bir kimse olması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesi delaletiyle 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın TCK"nın 206/1. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi, 3)Kabul ve uygulamaya göre de; T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hırsızlık ve mala zarar verme suçları bakımından sair hususları incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.