2. Ceza Dairesi Esas No: 2016/15845 Karar No: 2017/3200 Karar Tarihi: 20.03.2017
Karşılıksız yararlanma - mühür bozma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/15845 Esas 2017/3200 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, karşılıksız yararlanma suçu ve mühür bozma suçu işlemekle suçlanmıştır. İlk suçlamaya dair, sanık hakkında kaydı bulunmayan sayacı kullandığına dair tutanaklar mevcuttur. Bu nedenle, sanığın sayaca müdahale edip etmediği tespit edilmek üzere mahallinde bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, kurulu güç tespit edilip, abonesiz dönemde normal kullanıma göre tüketebileceği ortalama elektrik miktarı bilirkişiye hesaplattırılarak, kayıtsız sayaçtan geçirilen tüketim miktarıyla uyumlu olup olmadığına dair bilirkişiden rapor alınmalıdır. Sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği belirlenirse, 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilecektir. Mühür bozma suçu bakımından ise, özel bir şirkete mühürleme yetkisinin verilmediği gözetilmeden sanığın mahkumiyeti karara bağlanmıştır. Bu nedenle, sanığın beraati gerekmektedir. Her iki suç bakımından da sanığın hapis cezaları ertelenmiştir ancak aynı kanunun 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK 203. ve 53/4, 53.
2. Ceza Dairesi 2016/15845 E. , 2017/3200 K.
"İçtihat Metni"
AHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1) Karşılıksız yararlanma suçu bakımından; sanık hakkında 17/06/2010 ve 22/10/2010 tarihlerinde kuruma kaydı olmayan sayaç ile elektrik kullanıldığına dair 2 adet tutanak düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, kuruma kaydı bulunmayan sayacın kullanıcısı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu da dikkate alınarak, sanığın tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde sayaca müdahale edip etmediğinin tespiti açısından; öncelikle sanığın söz konusu yerde ne zamandan beri oturduğunun ve suça konu sayacı ne zamandan beri kullandığının belirlenerek abonesiz kullanım süresine göre; mahallinde bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, kurulu güç tespit edilip, abonesiz dönemde normal kullanıma göre tüketebileceği ortalama elektrik miktarı bilirkişiye hesaplattırılarak, kayıtsız sayaçtan geçirilen tüketim miktarıyla uyumlu olup olmadığına dair bilirkişiden rapor alınıp, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği belirlenerek, suçun sabit olduğunun tespiti halinde ""bilirkişi tarafından hesaplanacak vergiler ve cezalar hariç kaçak kullanım bedelini ödemesi durumunda hakkında 6352 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği"" hususu usulüne uygun şekilde bildirilip, ödemesi için makul bir süre de verilerek sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucunda karşılıksız yararlanma suçundan dolayı yazılı şekilde karar verilmesi, 2)Mühür bozma suçu bakımından ise her ne kadar mühürleme tutanakları dosya kapsamında mevcut değil ise de Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.03.2016 gün, 2015/1121-2016/111 sayılı kararıda nazara alındığında, kaçak elektirik tespit tutanakları ve dosya kapsamına göre suça konu mühürleme işlemini yaptığı iddia edilen Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş."nin, mühürleme tarihlerinden önce 28/01/2009 tarihinde özelleştirildiğinin anlaşılması karşısında, mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, ne özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanunda, ne 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nın 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme işleminin bulunmaması nedeniyle, sanığa yüklenen "mühür bozma" suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, mühür bozma suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 3)Kabule göre de; Her iki suç bakımından kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanık hakkında TCK"nın 53/4. maddesine aykırı olarak aynı Kanun"un 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.