17. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3760 Karar No: 2018/6792 Karar Tarihi: 10.05.2018
Hırsızlık - konut dokunulmazlığının ihlali - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/3760 Esas 2018/6792 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık... ve sanık... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri temyiz edilmiş ve hükümler uygun görülerek onanmıştır. Ancak, sanık... hakkında mala zarar verme suçundan verilen hüküm bozulmuştur, çünkü kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğine dair kanun maddesi gözetilmemiştir. Bu nedenle, hüküm fıkrasından ilgili kanun maddesi çıkarılarak düzeltme yapılmış ve hüküm uygun görülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyle: sanık...hakkında uygulanması gereken maddeler TCK'nın 116/1 ve 151/1, sanık... hakkında ise TCK'nın 141/1, CMK'nın 253. ve TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendidir.
17. Ceza Dairesi 2016/3760 E. , 2018/6792 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: I)Sanık ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme ile sanık ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesinin TCK"nın 151/1. maddesi yerine TCK"nın 116/1. maddesinin yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir. Sanık ..."ın tekerrüre esas alınan Fethiye 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/687 Esas ve 2012/763 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK"nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, sanığın başkaca tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olup olmadığının araştırılması, başkaca tekerrüre esas alınabilecek ilamı yoksa tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre karar verilebileceğinin infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan hükümlerin, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II)Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; 5237 sayılı TCK"nın 53/4. maddesi gereğince kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasa"nın 53/1. maddesi ile ilgili kısmın çıkartılması suretiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.