21. Hukuk Dairesi 2016/1343 E. , 2016/2345 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı tarafın dava dilekçesinde %24,00 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden maddi tazminat talebinde bulunduğu, davacının yine meslek hastalığı nedenine dayalı olarak açtığı kesinleşmiş manevi tazminat dosyalarının eldeki dosya arasına celp edildiği, bu dosyalardaki bilgilere göre davacının ilk olarak %10,30 olarak tespit edilen meslek hastalığı maluliyet oranının zamanla artarak 2006 yılında %31,20 oranına yükseldiğinin tespit edildiği, sonrasında ise, 2008 yılında %32,20 oranına yükseldiğinin tespit edildiğinin anlaşıldığı, bunun üzerine davacı taraftan dava dilekçesindeki sürekli iş göremezlik oranına ilişkin taleplerinin açıklanmasının talep edildiği, davacı tarafın taleplerini %21,90 oranındaki fark maluliyet ilişkin olduğu şeklinde açıkladığı, buna karşılık kurumun davacıya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerini bildirdiği 11/12/2014 havale tarihli evrakların arasında bulunan yazıdan ise davacının güncel sürekli iş göremezlik oranının %24,00 olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
5510 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde meslek hastalığının, 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından öğrenmeden sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi Kurum"a bildirilmesinin zorunlu olduğu, meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmaların, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabileceği, hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenleneceği, yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıkların, Kurulunca karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Kurulunca verilen karar bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından .... Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, Kurum tarafından davacının güncel maluliyetinin %24,00 olduğunun bildirilmesi karşısında, hesaba esas teşkil eden oranlarla bu oran arasında çelişki meydana geldiği, davacının sürekli iş göremezlik oranı kesinleştirilmeden sonuca gidildiği ortadadır. Söz konusu hüküm bu yönü ile usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş, güncel olanlar da dahil, davacının meslek hastalığı maluliyetine ilişkin tüm tıbbi evraklar Kurum"dan temin edildikten sonra, usulüne uygun şekilde meslek hastalığından kaynaklanan sürekli iş göremezlik oranının kesinleştirilmesi; itiraz halinde sırasıylaKurulu"ndan veTıp 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması; mevcut raporlar arasında çelişki oluşması halinde ise; raporlar arasındaki çelişkinin l Kurulundan rapor alınmak suretiyle giderilmesinin ardından çıkacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.