Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/3399 Esas 2020/10175 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3399
Karar No: 2020/10175
Karar Tarihi: 20.02.2020

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/3399 Esas 2020/10175 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, suç uydurma suçunun oluşması için işlenmediğini bildiği bir suçu yetkili mercilere ihbar etmek ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmak gerektiğini belirtti. Ayrıca, bir kişiye isnatta bulunulmaması gerektiği vurgulandı. İftira suçunun oluşabilmesi için ise yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerektiği belirtildi.
Bu açıklamalar ışığında, sanığın suç duyurusunda bulunması öngörülemediği ve kastının savunmasının alınması için süre temin etmek olduğu, suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp maddi olaylara dayalı anayasal şikayet ve dilekçe hakkını kullanma niteliği taşıdığı belirlendi. Sanığın suç uydurma kastıyla hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı için beraat ettirilmesi gerektiği kararlaştırıldı. Ancak, sanığın suç vasfında hataya düşülerek suç uydurma suçundan cezalandırılmasına karar verildi. Yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm bozuldu.
Kanun maddeleri: suç
8. Ceza Dairesi         2018/3399 E.  ,  2020/10175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Suç uydurma

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Suç uydurma suçunun oluşabilmesi için, işlenmediğini bildiği bir suçu yetkili mercilere işlenmiş gibi ihbar etmek ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmak gerekmekte olup ayrıca bir kişiye isnatta bulunulmaması gerekmektedir. Uydurulan suçun faili olarak gerçek bir kişi gösterilmiş ise, fiil iftira suçunu oluşturur.
    İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir.
    Bu açıklamalar ışığında; oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanık hakkında Kumluca 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/500 Esas sayılı dosyasından resmi belgede sahtecilik yürütülen kovuşturmanın 19.11.2013 tarihli duruşmasında; iddianamenin tebliğine dair 21.10.2013 gününde yapıldığı görülen tebligatın kendisine ulaşmadığını ve tebligat üzerindeki imzanın kendisine yapılmış gibi imzalandığını beyan ettiği,sanığın tebligatı tebliğ eden posta görevlisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütülmesine yönelik şikayette bulunmadığı ancak aynı celsede Mahkemenin 5 nolu ara kararıyla tebliğ yapılmış gibi evrak düzenleyen ilgililer hakkında Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılan somut olayda; Mahkemece suç duyurusunda bulunulmasının sanık tarafından öngörülemediği, sanığın kastının savunmasının alınması için süre temin etmek olduğu,suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp maddi olaylara dayalı anayasal şikayet ve dilekçe hakkını kullanma niteliğinde olduğu,suç uydurma kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

    Kabule göre de;
    Kumluca 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/500 Esas sayılı dosyasında;resmi belgede sahtecilik suçundan hakkında suç duyurusunda bulunulan ve 09.06.2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen şahsın isminin belirlenebilecek olması nedeniyle; sanığın yetkili makamlara şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamak amacıyla hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi karşısında, iftira suçundan mahkumiyeti yerine suç vasfında hataya düşülerek suç uydurma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 20.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.