Tehdit - hakaret - yaralama - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/9159 Esas 2018/7740 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/9159
Karar No: 2018/7740
Karar Tarihi: 21.05.2018

Tehdit - hakaret - yaralama - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/9159 Esas 2018/7740 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından mahkumiyet hükümleri vermiştir. Yerel mahkemece verilen kararların temyiz istekleri reddedilmiştir. Sanık, yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz edilmesi nedeniyle A- ve B- olmak üzere iki ayrı ek kararla reddedilmiştir. Katılan tarafından redde ilişkin ek karar temyiz edilmemiştir, sanık tarafından temyiz edilmiştir. Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükümde öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre temyiz edilemez olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sanığın temyiz iddialarının yerinde görülmediğine karar vererek yerel mahkemenin redde ilişkin ek kararını onamıştır. Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün sanık ve katılan tarafından yapılan temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığı için işin esasına geçilmiştir. Temyiz incelemesinde, sanığın hakaret eyleminin kanıtlandığı ve hukuka uygun olarak saptandığı belirtilmiştir. Ancak, TCK'nın 53/1-b maddesi için Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar nedeniyle hak yoksunluğu uygulanamayacağı ve hükümde bu kısım çıkarılarak düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tehdit suçundan kurulan mah
18. Ceza Dairesi         2016/9159 E.  ,  2018/7740 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süreleri ve kararların niteliği ile suç tarihine göre, sanık ... hakkında yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün katılan ve sanık tarafından temyizinin Mahkemesince iki ayrı ek kararla reddedildiği, redde ilişkin ek kararın katılan tarafından temyiz edilmediği, sanık tarafından temyiz edildiği belirlenip dosya görüşüldü:
    A- Sanık ... hakkında yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizinin reddine ilişkin ek kararın sanık tarafından temyizinde;
    Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükümde öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre hükmün temyiz edilemez olduğu,
    Anlaşıldığından, yerel mahkemece verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin ek karara yönelik sanık ..."in (Denli) temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, yerel mahkemenin redde ilişkin ek kararının ONANMASINA,
    B- Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün sanık ve katılan tarafından temyizinde;
    Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
    Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak,
    TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan ...’ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, “TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın” karardan çıkarılmak suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    C- Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün sanık ve katılan tarafından temyizinde ise;
    Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Katılan ...’ın alacaklı vekili sıfatı ile bulunduğu cebri icra sırasında sanığın katılana yönelik “buradan eşya çıkarsa çok kötü bedelini ödersin, seni ofisinde öldüreceğim, seni burada yaşatmayacağım” şeklindeki tehdit ifadelerinin, katılanın görevini yapmasını engellemek amacıyla söylendiğinden, sanığın eyleminin TCK’nın 265/2. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturması karşısında, suç vasfında yanılgıya düşülerek tehdit suçundan hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
    Kanuna aykırı, sanık ... ve katılan ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.