22. Hukuk Dairesi 2017/13658 E. , 2018/13430 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, 2000 yılından akdi fesih tarihine kadar davalı Bakanlığa bağlı Konya Numune Hastanesinde değişen alt işverenler işçisi olarak faturalandırma bölümünde çalıştığını, fazla mesai yaptığı halde mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiği ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücret alacaklarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz
Karar, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma yapılıp yapılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde mesaisinin 08.00-17.00 olmasına rağmen ayda 10 gün civarı 08.00.21.00-22.00 saatlerine kadar çalıştığını ileri sürerek, fazla çalışma ücret alacaklarını talep etmiştir. Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, isabetli olarak davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları tarihlere göre; 2009-2010 dönemi için tanık ..."nun, 2010 sonrası için ise tanık ..."nin beyanına göre hesaplama yapılmış ise de, davacının 08:00-17:00 arası 9 saat 1 saat ara dinlenme ile günlük 8 saat,hafta içi 5 gün 40 saat, ayın son haftası 3 gün, günde 3 saat ilave çalışma yapmak suretiyle, son hafta 9 saat ilave çalışma yaptığı hesap edilmesi gerekirken ilave 10 saat çalışma yaptığı belirtilerek hatalı hesaplama yapılmak suretiyle, 2009-2010 tarihleri arası dönem için 1 saat fazladan fazla mesai süresi hesap edilmiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazına davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı itirazı geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazının geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı itirazına davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı itirazı dikkate alınmaz.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 22.04.2015 tarihinde davasını ıslah etmiştir. Davalı vekilince süresi içinde 04.05.2015 tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı savunması ileri sürülmüştür. Bu savunma nedeniyle dava dilekçesinde talep edilen 250-TL dışında 22.04.2010 tarihi öncesine ait fazla çalışma ücreti alacağı zamanaşımına uğramış olmasına karşın, Mahkemece bu husus gözetilmeden hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.