13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3208 Karar No: 2015/4108 Karar Tarihi: 12.02.2015
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/3208 Esas 2015/4108 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/3208 E. , 2015/4108 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı bankadan 18.6.2004 tarihinde kullandığı konut kredisi sırasında kendisinden haksız kesinti yapıldığını ileri sürerek 3.000,00 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiş, herhangi bir savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra dava açılmış olduğu gerekçesiyele davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, konut kredisinden doğan alacak istemine ilişkin olup, sözleşmeye dayalı uyuşmazlığın BK. 125. maddesinde belirlenen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu açıktır. Maddi hukuka dayanan savunma vasıtaları def"iler ve itirazlar olmak üzere ikiye ayrılır.Def"iler (Einrede), davalının borçlu olduğu bir edimi yani borcu özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren bir haktır. Yani aslında bir borç vardır, fakat davalının özel bir nedenle o borcu yerine getirmekten kaçınma hakkı bulunmaktadır. İtirazlar (Einwendune) ise bir hakkın doğumuna engel olan veya o hakkı sona erdiren vakıalardır. Bunlarda, bir hakkın hiç doğmadığı veya borcu sona erdiren nedenlerin bulunduğu itirazlar gibi açıklanabilir.İtirazların mutlaka davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli değildir. Hakim, dosya kapsamına göre itirazın varlığını öğrenirse bunu kendiliğinden gözetir. Def"iler ise savunma vasıtalarından olup ileri sürülmedikçe re"sen nazara alınmazlar. BK 140.maddesine göre, zamanaşımı def"i ileri sürülmediği takdirde hakim tarafından kendiliğinden nazara alınmaz. Bu durumda zamanaşımı şahsi bir savunma hakkı olup, diğer davalarda olduğu gibi ve itirazlardan farklı olarak savunulmadığı takdirde mahkemece değerlendirilmez. Çünkü zamanaşımı alacak hakkını değil, alacağı talep etme hakkını ortadan kaldırır. Buna rağmen mahkemece zamanaşımı süresi mahiyetindeki 10 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğundan bahisle, davalı tarafça süresinde zamanaşımı def"i ileri sürülmemiş olmasına rağmen re"sen gözetilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 12/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.