Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/13-584
Karar No: 2007/555
Karar Tarihi: 18.7.2007

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/13-584 Esas 2007/555 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, araç satın aldığını iddia ederek satış bedeli ile ödediği tazminat ve kar kaybı toplamının ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, satış sözleşmesini araç malikine vekaleten yaptığı anlaşıldığından davanın araç malikine karşı açılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, mahkemece yapılacak işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması istenilmiştir. Özel Daire bozma kararına uyulmaması nedeniyle kararın bozulması gerektiği karara bağlanmıştır.
Kanun maddeleri: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi.
Hukuk Genel Kurulu         2007/13-584 E.  ,  2007/555 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 12/09/2006
    NUMARASI : 2006/191-268

    Taraflar arasındaki "alacak ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eyüp Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 10.5.2005 gün ve 2002/729-2005/272 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 23.1.2006 gün ve 2005/12614-2006/422 sayılı ilamı ile, (...Davacı, trafik kaydı dava dışı F. D. üzerinde bulunan Mercedes araç devrinin kendisine F."nın davalıya verdiği vekalete istinaden verileceğine güvenerek, davalıdan 19.6.2001 tarihli harici sözleşme ile satın alıp bedelini ödediğini, aracı 3. şahsa sattığını ancak devri verilmediğinden 3.şahsa tazminat ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, satış bedeli ile, ödediği tazminat ve kar kaybı toplamının ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, aracın davacıya teslim edildiğini ve bedelsiz ithalat rejimine tabi olduğundan devrinin verilemeyeceğini bildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının satış sözleşmesini araç malikine vekaleten yaptığı anlaşıldığından davanın araç malikine karşı açılması gerekeceğinden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ile davalının imzasını taşıyan 19.6.2001 tarihli sözleşmede; satıcının davalı M. alıcının davacı İ. olduğu ve vekaleten satıldığına ilişkin bir ibarenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı da, satışta taraf olmadığına ya da vekaleten sattığına ilişkin bir açıklama sunmamıştır. Satış sözleşmesinin tarafı davacı ile davalı olduğuna göre, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler ile sözleşmeye ilişkin talep hakkı da sözleşmenin taraflarına aittir. Bu nedenle davacı talepleri hakkında işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

     TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
       HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, trafikte üçüncü kişi adına kayıtlı olan ....plaka sayılı araçla ilgili 19.06.2001 tarihli araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz bulunmasına; tarafları açısından hak ve borç doğurmayan bu tür geçersiz sözleşmelerdeki edimlerin ifasının istenilmesine hukuken olanak bulunmamasına, böylesi sözleşmelerde tarafların sadece sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahip olmalarına; somut olayda, her ne kadar dava dışı araç malikince davalıya sözleşmeden önce aracın satışı konusunda vekaletname verilmiş ve satışın bu vekaletnameye istinaden yapıldığı bizzat davacı vekilince dava dilekçesinde açıklanıp, dilekçe ekinde vekaletnamenin örneği de sunulmak suretiyle davalının sözleşmeyi vekil sıfatıyla imzaladığının davacı tarafça bilindiği ortaya konulmuş ise de; sözleşmede ‘satıcı’ durumunda gösterilen davalının, anılan sözleşmeyi araç malikinin vekili olarak imzaladığına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamış olmasına ve ayrıca; davalı vekilinin gerek davaya cevap dilekçesinde ve gerekse yargılamanın sonraki aşamalarında verdiği diğer dilekçelerinde, davalının satış sözleşmesinde vekil durumunda bulunduğu ve o nedenle kendisine husumet düşmeyeceği yönünde herhangi bir savunmanın yer almamasına; dahası, bütün bu dilekçelerde araç devrinin verilmesinin (resmi satış sözleşmesi yapılmasının) davalıya ait bir yükümlülük olduğu açıkça kabul edilip, bu yükümlülüğün yerine getirilememesinin yasal engelden kaynaklandığı belirtilmek, satış bedelinin davalıya ödendiğine ilişkin davacı iddiası da reddedilmemek suretiyle, geçersiz sözleşme nedeniyle alınan satış bedelinin davacıya iadesinden de davalının sorumlu bulunduğunun kabullenilmiş, böylece husumetin davalı tarafça deruhte edilmiş (üstlenilmiş) olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.7.2007 gününde oybirliği ile  karar verildi.

        

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi