11. Hukuk Dairesi 2017/1440 E. , 2018/7882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2014 gün ve 2014/367-2014/629 sayılı kararı onayan Daire’nin 21/03/2016 gün ve 2015/13358-2016/3118 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket yönetim kurulu başkanı arasında 11.08.2006 tarihinde davalı şirketin ... Organize Sanayi Bölgesi"nde bulunan fabrikasının satışı ve şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme tarihinde davalı şirketin genel kurulunca yönetim kuruluna verilen yetkilerin sona ermiş olduğunu, bunu öğrenen müvekkilinin zorlaması ile davalı şirketin 07.03.2007 tarihinde olağan genel kurul toplantısını yaptığını ve yönetim kurulu üyelerinin üyelikleri ile yetkilerinin devamına karar verildiğini, müvekkili ile sözleşme imzalayan davalı ..."ın sözleşme tarihinde yetkisinin sona ermiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen fabrika ve hisse devrinin mümkün olmamasına rağmen müvekkilince sözleşmenin ifa edileceğine güvenilerek 40.979 TL ödemede bulunulduğunu, bakiye borç için de ifa teklifinde bulunulduğunu, ancak daha sonra şirket genel kurulunca yönetim kuruluna yetki verilmesi karşısında herhangi bir hukuksal engel olmadığı halde davalı tarafın fabrika ve hisse devrinden ısrarla kaçındığını, anılan sözleşmede 15.000 TL cezai şart kararlaştırıldığını, sözleşmeyi ifadan kaçınan davalı tarafın bu cezai şarttan da sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, müvekkili adına anonim şirket pay devrinin tespitine ve pay defterine tesciline, olmadığı takdirde sözleşme uyarınca ödenen toplam 40.979 TL"nin ve 15.000 TL cezai şartın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalılar davanın reddini istemiş, birleşen davada, taraflar arasında 11.08.2006 tarihli sözleşmenin imzalandığını ancak davacının vadesi gelmiş borçlarını ödemeyerek ve sözleşmede öngörülen bonoları müvekkillerine teslim etmeyerek sözleşmeye aykırı hareket ettiğini savunarak, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise karşı tarafın edimini ifa etmemesi ve müvekkilini oyalaması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek zararlarının tazmini için 6.500 TL"nin ve 15.000 TL cezai şartın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, birleşen dava yönünden 6.500,00 TL’lik maddi tazminat talebinin reddine dair karar bozma öncesinde kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın temyiz edilmemiş olmasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 9,40 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 12/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.