19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3291 Karar No: 2021/1743 Karar Tarihi: 17.02.2021
5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/3291 Esas 2021/1743 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet hükmü verildiği ve nakilde kullanılan aracın iadesine karar verildiği belirtilmiştir. Ancak, iade kararının müsadere davasının konusu olması nedeniyle bozma kararıyla birlikte ortadan kalkacağı ve yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı ifade edilmiştir. Bu durumda şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı ve AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa'nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşacağı belirtilerek, Yargıtayın yapacağı denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı vurgulanmıştır. Kararda ayrıca, nakil aracının iadesi kararı yerinde görülmüş ve onanmıştır. Ancak, 7242 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa'nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve uygulanma koşullarının araştırılarak sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, katılan lehine hükmedilen vekalet ücretinin sanıklardan eşit şekilde alınması yerine müteselsilen alınması kararı bozmayı gerektirmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5607 sayılı Kanunun 13. maddesi, 5237 sayılı Kanunun 54. maddesi, 7242 sayılı Kanunun 62. maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 7. maddesi, 7242 sayılı Kanunun 63. maddesi, 5607
19. Ceza Dairesi 2019/3291 E. , 2021/1743 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle; I-) Nakil aracının iadesi kararının incelenmesinde; Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, İADE KARARININ ONANMASINA, II-) Sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa"nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasa’nın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, 2-Katılan lehine hükmedilen vekalet ücretinin sanıklardan eşit şekilde alınması yerine müteselsilen alınmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.