10. Hukuk Dairesi 2017/752 E. , 2019/6879 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... İnşaat Tic. ve Tur. Ltd. Şti. ve ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 19.6.2002 tarihli iş kazası nedeniyle %58 oranında işgöremez duruma giren dava dışı sigortalıya bağlanan gelirlerin tahsiline yönelik olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
Mahkemece verilen ilk karar, sigortalının sürekli işgöremezlik oranının kesin biçimde belirlenmesi; sürekli işgöremezlik oranı konusunda ortaya çıkacak değişikliğin, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin ve davalıların tazminle sorumlu olduğu miktar üzerindeki etkisinin belirlenmesi gereğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bozulmuş, sair temyiz sebepleri reddedilmiştir.
Yerel Mahkeme tarafından Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılama yapılmış ise de verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında somut olaya dönüldüğünde, mahkemece, bozma ilamına uyulmasından sonra, sigortalının açtığı maddi-manevi tazminat davasının tarafları ve konusu farklı olan işbu rücuan tazminat dosyası ile - daha sonra ayrılmış olsa bile-, birleştirilmesi ve bu sebeple Kültür ve Turizm Bakanlığının davalı olarak yer alması sağlanarak, bozma ile kusur oranları kesinleşmiş iken bozmadan sonra yeniden alınan kusur raporu ile kusur aidiyet ve oranlarının değiştirilmesi ve SGK tarafından açılan ek dava ile Kültür ve Turizm Bakanlığının dosyada davalı olarak bırakılması, sigortalının sürekli işgöremezlik oranının Adli Tıp Genel Kurulu tarafından %54 olarak belirlenmesi hususunun gözardı edilerek bunun ilk peşin değerli gelirlerdeki etkisinin araştırılmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş, Adli Tıp Genel Kurulu tarafından %54 olarak belirlenen sürekli işgöremezlik derecesi üzerinden belirlenecek ilk peşin değerli gelirler ve bozmadan önce kesinleşen kusur oranları dikkate alınmak suretiyle asıl ve birleşen dava hakkında karar vermekten ibarettir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... İnşaat Tic. ve Tur. Ltd. Şti. ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ... İnşaat Tic. ve Tur. Ltd. Şti."ne iadesine, 01/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.