11. Hukuk Dairesi 2017/2322 E. , 2018/7875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2014/244-2016/144 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirk...n 1961 yılında başladığı bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar ve ...ler sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticar... alanlarında faaliyet gösterdiğini, "..." esas ibareli tanımış markaların ayrıca 114829, 2001 26082, 134321, 2007 32833, 2007 01000, 2008 40482, 2008 40483, 2007 45676, 2007 45675, 2008 30577, 2007 30578, 2009 49816, 2008 48578, 2010 03132, 2011/17366, 2011/17375, 2011/44906 sayılı markalar ile 2003 02216/1,2,3,4,5 ve 2006 05214/2 sıra nolu endüstriyel tasarımların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’ye başvurduğunu, 2011/99409 kod numarasını alan başvurunun Marka Bülteninde ilanı üzerine davacı tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı"na itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, davacı markalarındaki “...” ibaresinin ürünün cinsini, “...” ibaresinin şirk...n ticaret unvanını işaret ettiğini, markalardaki ayırt edici esas unsurun “...” ibaresi olduğunu, davalının “...” esas unsuruna eklediği “...” ibaresinin iltibas tehlikesini ortadan kaldırmaya yeterli bir farklılık sağlamadığını, başvuru konusu markada da “...” ibaresinin öne çıktığını, esas unsuru "..." olan davalı markası ile müvekkiline ait “...” esas unsurlu markaların birbiriyle ayırt edilemeyecek derecede benzer markalar olduğunu, davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tük...cilerin başvuruyu davacı şirk...n seri markalarından birisi olarak algılayacağını ileri sürerek 2014-M-6769 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu markaların bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin farklı olduğunu,markanın bütünü itibariyle bıraktığı etkinin dikkate alınması gerektiğini, ibarelerin parçalara bölünerek inceleme yapılamayacağını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlikten söz edilemeyeceğini, davalının “...” ibaresini anlamsal ve görsel olarak bütünlük arz eden “...” ibaresinin içerisinde bambaşka bir kompozisyon ve içerikte kullandığını, tük...cilerin hiçbir zaman başvuru konusu markada yer alan “...” ibaresini münferit olarak seçip algılamayacağını, “...” ibaresini bir bütün olarak algılayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının seri markalarının ayırt edici unsurunun “...” değil “...” olduğunu, “...” sözcüğünün sadece ...in yuvarlaklığını ifade etmekte kullanıldığını, davacı markasında ne “...” ne de “...” ibaresinin ön planda olduğunu, bu iki kelime ayrı ayrı kullanıldığında tük...ci nezdinde tek başına hiçbir çağrışım yapmadığını, “...” ve “...” kelimeleri bir arada kullanıldığında tük...ci nezdinde bir anlamı olduğunu, davacı markalarında asli ayırt edici ve baskın unsurun “...” olduğunu, markalardaki “...” ibarelerinin ise diğer unsurlar içerisinde eridiğini, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davalı markasının “...” ibaresinden oluştuğunu, “...” ibaresinin öne çıkarılması, benzer yazı karakteri kullanılması gibi iltibas oluşturma amacı içine girilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür veya benzer olduğu, davacı markalarının tamamında esaslı unsuru “...”, “...” veya “...” ibarelerinin teşkil ettiği, davacının tüm markalarında “...” ibaresinin öne çıktığı, davacı markalarında “...” ve "...” kelimelerinden oluşan tamlama bütün halinde bir anlam taşımakta ise de tamlamanın başında yer alan “...” ibaresinin ayırt edici niteliği düşük bir marka unsuru olarak kabul edilemeyeceği, “...” ibaresinin markada öne çıkan baskın unsur olduğu, davalının 2011/99409 sayılı başvurusu markasının ... ibaresinden oluştuğu, sözlük anlamı olmadığı, “...” ibaresinin “...” ibaresine ayırt edicilik kazandırmadığı, markaların hitap ettiği tük...ci kitlesinin aynı olduğu, tük...cilerin “...” yerine yanlışlıkla “...” markalı ... alabileceği, “...” markalı şekerlemenin de “...” markası ile aynı seriye dahil markalardan olduğununun düşünülebileceği, markalar arasında doğrudan karıştırılma ihtimali bulunduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b hükmü anlamında tescil engelinin oluştuğu, bu itibarla KHK"nin 8/4 hükmü anlamında tanınmışlık ve tescil engelinin bulunup bulunmadığının tartışılmasının sonuca etkili görülmediği gerekçeleriyle davanın kabulü ile ... YİDK’nin 2014-M-6769 sayılı kararının iptaline, 2011/99409 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 26,90 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 12/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.