Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3961
Karar No: 2018/5369
Karar Tarihi: 22.5.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3961 Esas 2018/5369 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/3961 E.  ,  2018/5369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın yaya murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve kızı olup destekten yoksun kaldığını, elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 10.000’er TL maddi, 30.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile (davalı ... şirketi poliçe limitiyle ve reeskont faiziyle sorumlu) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, birinci ıslah dilekçesiyle destek tazminatı talebini davacı eş Dudu için 25.920,81 TL’ye yükseltmiş, ikinci ıslah dilekçesiyle destek tazminatı talebini davacı eş Dudu için 21.871,94 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; davacı ... tarafından davalı ..."ye ve ..."ye açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 20.356,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 09/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den ve sigorta poliçesindeki limiti oranında davalı ... şirketinden
    müteselsilen alınarak davacı ..."e verilmesine, davacı ... tarafından davalı ..."ye karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 10.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacılar tarafından davalı Dev Beton Çimento San.Tic.AŞ"ye karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemlerinin husumet yokluğu nedeniyle ayrı ayrı reddine, davacı ... tarafından davalı ..."ye karşı açılan maddi tazminat davasının reddine, davacı ... tarafından davalı ..."ye karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 10.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Mahkemece hükmün gerekçesinde ‘‘Davalı ..."de trafik sigorta poliçesi nedeniyle poliçe limitleri dahilinde sorumlu olup, 50.000 TL ödeyeceklerini belirtmiş olmaları nedeniyle 50.000 TL maddi tazminatın davalı ... şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.’’ denildiği halde, hüküm fıkrasında maddi tazminatla ilgili olarak ‘‘Davacı ... tarafından davalı ..."ye
    ve ..."ye açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 20.356,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 09/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den ve sigorta poliçesindeki limiti oranında davalı ... şirketinden müteselsilen alınarak davacı ..."e verilmesine,’’ hükmedilmiştir. Hükmün gerekçesi ile kısa kararda hükmedilen tazminat miktarı taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
    2- Kabule göre de;
    a) 2918 sayılı KTK"nun 85. maddesine göre "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." TBK"nun 49. maddesinde "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmü düzenlenmiştir.
    Davalı malik Dev Beton Çimento Sanayi Ve Tic. A.Ş. işleten sıfatıyla davalı konumunda olup, davalı sürücü ... de haksız fiil faili durumundadır. Aracın işleteni, kusursuz sorumluluk ilkelerine göre karşı araçta oluşan zarardan, sürücünün kusuru oranında sorumludur. Buna rağmen mahkemece araç sürücüsü davalı ... tazminattan sorumlu tutulduğu halde, aynı aracın maliki olan davalı Dev Beton Çimento Sanayi Ve Tic. A.Ş. bakımından herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    b) 2918 Sayılı KTK"nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada
    belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda mahkemece, davaya konu hasar dosyası da getirilerek davacılardan davalı ... şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapılıp yapılmadığının sorulması, başvuru mevcutsa başvurunun tebliğine ilişkin belgelerin istenip ibraz edildiğinde tespit edilecek tarihe 8 işgünü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten, başvuru yoksa dava tarihinden itibaren davalı ... şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında davalı ... şirketi bakımından da kaza tarihinden faize hükmedilmesi isabetli değildir.
    3-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekili, davalı ...Ş. vekilinin sair, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2-a) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekili, davalı ...Ş. vekilinin sair, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..., ..."ye geri verilmesine 22.5.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi