13. Ceza Dairesi 2017/2118 E. , 2018/7363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Hükümlü ... hakkında 19.09.2013 tarih, 2012/569 Esas ve 2013/369 Karar sayılı ilam ile kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Tüm dosya kapsamı ile hükümlünün savunmasına göre, eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturabileceği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu yönde kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği mümkün görülmüştür.
Hükümlünün yokluğunda verilen 19.09.2013 tarihli kararın, duruşmada verdiği aynı zamanda mernis adresi olan adresinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre 13.11.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede hükümlünün tebliğ tarihinde ceza infaz kurumunda olmadığı ve kararı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 24.01.2017 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, anılan Yasanın 317. maddesi gereğince hükümlü ..."nın temyiz isteminin tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında 16.01.2014 tarih, 2013/672 Esas ve 2014/57 Karar sayılı ilam ile kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak anılan maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine imkan verecek şekilde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde mevcut delillerin tartışılması, değerlendirilmesi, reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan delillerin neler olduğu ve nedenlerinin gösterilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği, tüm bunların ışığında ulaşılan kanaat ve CMK’nın 230. maddesinde belirtilen diğer unsurların bulunması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması,
2-Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19.09.2013 tarih, 2012/569 Esas ve 2013/369 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın karara süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25.11.2013 tarih ve 2013/1048 değişik iş numaralı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararının kaldırılmasına rağmen, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda 16.01.2014 tarih, 2013/672 Esas ve 2014/57 Karar sayılı ilam ile 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi gereğince daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bahisle bu hükmün açıklanmasına karar verildiğinin belirtilmesi,
3-Sanığın savunmasında saat belirtmeksizin eylemin gece işlendiğini söylediği, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suça sürüklenen çocuk..."un hazırlık aşamasında alınan ifadesinde eylem saatinin 18:00-19:00 arasında olduğunu belirttiği, dosya kapsamına göre eylemin 20.01.2012 günü saat 18:00 ile 04.02.2012 günü saat 19:15 arasında işlendiğinin anlaşıldığı, 5237 sayılı TCK"nın 6/1-e maddesi gereğince gecenin 20.01.2012 günü saat 18:20 ve 04.02.2012 günü saat 18:37 sonrasında başladığı, bu itibarla; eylemin gündüz kabul edilen 18:00 ila 18:20-18:37 saatleri arasında da işlenme ihtimalinin bulunması karşısında, şüpheli bu durumun sanık lehine değerlendirilmesi suretiyle eylemin gece ya da gündüz zaman dilimlerinden hangisinde işlendiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilerek sonucuna göre hırsızlık suçundan dolayı TCK"nın 143. maddesindeki artırım hükmü ile konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı TCK"nın 116/4. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanması gerekirken, eylemin geceden kabul edilen hangi saat diliminde işlendiğine dair bilgiye nasıl ulaşıldığı karar yerinde denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan sanık aleyhine yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Sanık hakkında 19.09.2013 tarih, 2012/569 Esas ve 2013/369 Karar sayılı ilamı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararının, sanığın itirazı üzerine Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25.11.2013 tarih ve 2013/1048 değişik iş numaralı kararı ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine rızasının bulunup bulunmadığı sanığa sorulmadan karar verilmesi nedeniyle kaldırılmasının ardından yapılan yargılama sırasında; sanığa bu husus sorulmadığı gibi, öte yandan; müştekinin duruşmada alınan beyanına göre karşılanmasını istediği herhangi bir zararının bulunmadığı, sanığın da suç tarihindeki adli sicil kaydına göre herhangi bir sabıkasının olmadığının anlaşılması karşısında, bozma sonrasında sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine rıza göstermesi halinde “aleyhe değiştirme yasağı ilkesi” gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
5-Hırsızlık suçundan verilen sonuç ceza ilk kararda “7 ay 23 gün” olduğu halde, hükmün gerekçe kısmına “9 ay 10 gün” olarak yazılması,
6-Suç tarihi 20.01.2012-04.02.2012 tarihleri arası olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 5271 sayılı CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı olarak 05.02.2012 tarihinin gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15.05.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.