Taraflar arasındaki “Tarım Bağ-Kur Sigortalılığın Tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Afyonkarahisar İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.10.2006 gün ve 2006/239 E.357 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 26.12.2006 gün ve 2006/17822 E. 16827 K. sayılı ilamı ile, (...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı; 30.06.1989 tarihinden dava tarihi 25.04.2006 tarihleri arasındaki dönemde zorunlu sigortalı çalıştığı süreler dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.
Mahkemece; davacının SSK. çalıştığı süreler de dikkate alınarak 09.07.1989 - 19.05.1996; 07.08.1996 - 31.08.1999, 01.12.1999 - 25.04.2006 tarihleri arasında 2926 sayılı yasaya tabi sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7.maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5.maddesi ile 7.madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926. sayılı Yasa’nın 2. ve 3.maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede; davacının Ziraat Odası kaydının bulunmadığı Ziraat Bankasında Zirai Kredi kullanmadığı, Tarım Kredi Kooperatifi üyesi olmadığı Afyon ...Ekiciler Kooperatifine 01.05.2002 tarihinde kayıt olduğu; üzerinde kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu. pancar satış bedelinden 20.05.1999 ve 20.05.2003 tarihlerinde prim kesintisi yapıldığı; davalı kurumca 01.01.1986-30.06.1989 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı, 01.07.1989-08.07.1989, 20.05.1996-06.08.1989, 01.09.1999-30.11.1999 tarihleri arasında da kısa süreli 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu görülmektedir.
Davacının kurumca sigortalı olarak tescil edildiği 01.01.1986 tarihinden SSK.’lı sigortalılığının başladığı 30.06.1989 tarihi itibariyle terkinin yapıldığı süre ile ilgili uyuşmazlık bulunmamaktadır. SSK.’lı çalışmanın sona erdiği 09.07.1989 tarihinden ilk prim kesintisinin yapıldığı 20.05.1999 tarihleri arasındaki dönemde ise pirim kesintisi ve 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesinin aradığı kayıtların bulunmaması nedeniyle tarım sigortalısı sayılması mümkün değildir. Davacı ancak; SSK.’lı süre de dikkate alınarak 01.06.1999-31.08.1999 ve 01.12.1999-31.12.1999 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olabilir. 01.01.2000 tarihinden Pancar .... Kooperatifi kayıt tarihi 01.05.2002 tarihleri arasında da 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesinde aranan kayıtlar ve prim kesintisi bulunmadığından talebin red edilmesi, 02.05.2002 tarihinden dava tarihi 25.04.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı koşullarım taşıdığından talebin kabulü gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan; 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddede belirtilen kayıtların olmadığı ve tarımsal faaliyet bu madde kapsamında kanıtlanmadığı halde, bu süreler yönünde de salt soyut tanık anlatımı ve zabıta araştırmasına dayalı olarak kabul edilmesi usul ve yasaya uygun değildir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle tarımsal faaliyet süregelirken gerçekleşen kısa süreli SSK"lı çalışmalar tarım Bağ-Kur sigortalılık iradesini ortadan kaldırmadığından, bu çalışmaların dışlanması suretiyle tarımsal sigortalılığın devamına karar verilmesi yerleşmiş Yargıtay uygulamasıyla kabul edildiğine, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,11.7.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.