16. Ceza Dairesi 2017/3985 E. , 2018/770 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmak
Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Hükmolunan cezanın süresine göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299. maddesine göre reddine,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;
Örgütle irtibatlı olduğu için kapatılmasına karar verilen derneklere üye olan ve 2014 ve 2015 yıllarında örgüt liderinin talimatı doğrultusunda anılan örgütle irtibatlı Bank Asya’daki hesabına para yatıran sanığın faaliyetlerinin, silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığından, konusu suç oluşturmayan ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda amaca hizmet eden söz konusu faaliyetlerinin örgüte yardım etme suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre ve bozma gerekçelerine göre tahliyesine, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değil ise derhal salıverilmesine için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, tahliyeye ilişkin olarak Üye ..."in karşı oyu ve oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle 21.03.2018 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluğun sanık ... hakkındaki hükmün bozma gerekçesine katılmakla birlikte sanığın tahliyesine dair görüşlerine iştirak olunmamıştır.
Şöyleki;
5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasının “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” hükmünü ihtiva ettiği,
Buna göre, silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işleyen sanık hakkında önce TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uygulanmak suretiyle tayin edilecek cezada TCK’nın 220/7 maddesi uyarınca en fazla 2/3 oranında indirim yapılacağı, madde metninde cezada yapılabilecek asgari indirim oranın belirtilmediği, bu nedenle yapılan yardımın niteliği ve yardım teşkil eden faaliyetlerin çeşitliliğine göre indirim oranının tayinin de hâkimin takdirine ait olduğu,
Dikkate alındığında;
FETÖ-PDY silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediği kabul edilen sanığa atılı suçun niteliğine, kanunda öngörülen ceza miktarına ve katalog suçlardan olmasına, uygulanan tedbirde açık bir orantısızlık bulunmamasına, tutuklu kaldığı süreye, dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre diğer adli kontrol tedbirleri yetersiz kalacağından, tahliye talebinin reddi ile sanık ...’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi gerektiği görüşüyle, sayın çoğunluğun sanığın tahliyesine dair düşüncesine katılmamaktayım.