11. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2182 Karar No: 2018/7848
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2182 Esas 2018/7848 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2017/2182 E. , 2018/7848 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.09.2016 tarih ve 2015/387 Esas-2016/653 Karar sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.03.2017 tarih ve 2017/220-2017/225 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nin 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun ile değişik 362. maddesine göre, bölge adliye mahkemelerinin, miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlarının temyiz edilemeyeceği, alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı olmadığı düzenlenmiştir. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’ya 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun ile eklenen “ek madde 1” uyarınca, 362. maddedeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir. Bu miktar, bölge adliye mahkemesinin karar tarihi olan 10.03.2017 tarihi itibariyle 41.530,00 TL"dir. Davacı vekili, 28.238.48 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş olup, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibariyle dava değeri yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.