10. Hukuk Dairesi 2017/1628 E. , 2019/6857 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2009/87-2016/6
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... Teknik Ltd. Şti. ve ... A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyada toplanan delillere göre, davalılar ... Teknik Ltd. Şti. ve ... A.Ş."nin tüm, davacı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme konusu davada; 11.01.2005 tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanan sigortalıya ödenen gelir, tedavi giderinin tahsilinin talep edildiği, hükme esas alınan kusur raporunda ... A.Ş. %30, ... Teknik Ltd. Şti. %15, ... çalışanı ... %15, ... bölge müdürü ... %10, ... satış müdürü ... %5, ... Teknik Ltd. Şti. İşletme müdürü ... %5, ... Teknik Ltd. Şti. ortağı ... %5, sigortalı ... %15 oranında kusurlu, ... Turizm Otelcilik İşletme ve İnş. San. Tic. A.Ş. "nin ise kusursuz olduğunun belirtildiği, mahkemece kusur raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, sadece ... A.Ş. ve ... Teknik Ltd. Şti."ne izafe edilen kusur toplamı üzerinden kurum alacağının tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
1)506 sayılı Yasanın 26. maddesinde "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22 nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (...)1 Kurumca işverene ödettirilir. (Ek cümle:29/7/2003-4958/28 md.) İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazası veya meslek hastalığı, 3 üncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir...." hükmü düzenlenmiştir.
2)818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 50. maddesi (tam teselsül) yada birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu"nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanun"un birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde de; “ Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Anılan Kanun"un 163. maddesinde de davacının , zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebileceği öngörülmüştür Anılan yasanın 163. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanmak için, zarara uğrayanın talebi gereklidir.
Somut dosyada; 506 sayılı Yasanın 26. madde yollaması ile Borçlar Kanununun müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümleri uygulanmalı ve iş kazasının meydana gelmesinde kusuru olanların kurum zararının tazmininde müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gözetilmelidir. İnceleme konusu davada ... Turizm Otelcilik İşletme ve İnş. San. Tic. A.Ş., ... Teknik Ltd. Şti. ve ... A.Ş."ye husumet yöneltilmiş, iş kazasında kusuru olan diğer kişilere husumet yöneltilmemiş ise de, davalılar diğer sorumluların kusurundan da müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, dava konusu olayda, davacı kurumun dava dilekçesinde, açıkça rücu alacağının müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, bu haliyle istemin teselsül esasına dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, iş kazasının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunanların toplam kusur karşılığına hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin sadece davalıların kusur oranında kurum alacağının tahsiline hükmedilmesi ve kararda davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının belirtilmemesi yerinde değildir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi