Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2- Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile yapılan ilamsız takipte, borçlular M. B.Ç.ile Celal Çiçek"in 3. kişi D. E. A.Ş."de bulunan hisse payları talimat haczi ile 07.09.2011 tarihinde haczedilmiş, borçlular vekili şikayetinde, 11.08.2011 tarih ve 7878 sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edilen D.E. A.Ş."nin 29.07.2011 tarihli genel kurul kararında, şirket sözleşmesinin sermaye artırımına ilişkin 7. maddesi ile pay senetleri başlıklı 9. maddesinin değiştirilerek, şirketin sermaye artırımına gittiğini ve şirketteki sermaye paylarının geçici ilmühaberlerle temsil olunacağına karar verildiğini, geçici ilmühabere bağlanmış şirket paylarının kayden haczinin mümkün olmadığını ileri sürerek şirket pay haczinin iptalini talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.
Hisse senedi, sermayesi paylara bölünmüş ortaklıklar tarafından çıkarılan ve ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden, kanuni şekil şartlarına uygun olarak düzenlenen kıymetli evraktır. Diğer bir ifade ile menkul kıymettir. Hisse senetlerinin ne şekilde düzenleneceği Türk Ticaret Kanunu"nun 413. maddesinde belirlenmiştir. Geçici ilmühaberler, anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir (232 Seri No.1u Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği"nin "Geçici ilmühaberler" başlıklı 5. bölümü).
TTK"nın "ilmühaberler" başlıklı 411. maddesinde "Nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması lazımdır. Bunların devri nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabidir. Hamiline yazılı hisse senetleri yerine tanzim olunan nama yazılı ilmühaberler ancak alacağın devri hakkındaki hükümlere göre devrolunabilirler. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak ihbar tarihinden itibaren hüküm ifade eder." Madde hükmünden, ilmühaberlerin, hisse senedinin yerini tuttuğu anlaşılmaktadır.
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise, bunlar, icra müdürlüğünce, menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen İİK"nun 88. maddesi uyarınca haczedilebilir ve muhafaza altına alınır. Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları, İİK."nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haczedilir. Haciz keyfiyeti de borçlunun hissesini elinde bulunduran 3. şahıslara ihbar edilir. Anonim ve hisseli komandit şirketlerin henüz kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmamış hisselerinin haczinde, İİK."nun 94. maddesi doğrultusunda yapılan tebliğden sonra şirket idaresi itirazda bulunmamış veya itiraz reddedilmiş ise, hisselerin borçlu adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğu kesinleşir.
Somut olayda, D.E.A.Ş. tarafından geçici ilmühaber çıkarıldığı 11.08.2011 tarih ve 7878 sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında geçici ilmühaberler hisse senedi yerine geçtiğinden ve geçici ilmühaberin çıkarıldığı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğinden icra müdürlüğünce İİK"nun 88.maddesi uyarınca haciz işleminin yapılması gerekirken, haczin, aynı kanunun 94. maddesine göre şirket pay defterindeki ortağa ait payın haczi şeklinde gerçekleştirilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde mahkemece, şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.