Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2582
Karar No: 2020/213
Karar Tarihi: 09.01.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2582 Esas 2020/213 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/2582 E.  ,  2020/213 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06/06/2017 tarih ve 2016/273 E- 2017/251 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 15/03/2018 tarih ve 2017/638 E- 2018/237 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.01.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının, dava dışı ... Tekstil Ltd. Şti"nin ortağı iken ortaklıktan ayrıldığı 2001 yılına kadar şirketin yöneticiliğini yaptığını, bu arada kendisini şirket ortaklığından çıkarmaya çalıştıklarını ve çıkma payı karşılığında 360.000 USD bedelli çek verdiklerini, çekin karşılıksız çıkması üzerine çek keşidecisi ... Ltd. Şti. aleyhine takip başlatıldığını, borçlu ... Ltd. Şti.’nin açtığı menfi tespit davasının red ile sonuçlanarak kesinleştiğini, ... Ltd. Şti.’nin şikayeti üzerine hizmet nedeniyle suistimal suçundan yargılandığı, mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi neticesinde zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, takibe konulan çekin 19/04/2012 tarihli olup, ... Ltd. Şti.’nin bu süreç içinde borcunu ödemediği gibi artık asıl borçludan tahsili imkanının da kalmadığını, davalı şirket ile dava dışı keşideci-borçlu ... Ltd. Şti."nin ortaklarının aynı olduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu, dava dışı ... Ltd. Şti.’nin davacıya olan borcundan davalı firmanın da sorumlu olduğunu, asıl borçlunun davalı tüzel kişilik perdesi ardında sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını ileri sürerek, ... Ltd. Şti.’den olan alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının dava dışı ... Ltd. Şti.’den alacağı olmamasına rağmen güveni kötüye kullanarak hileyle doldurduğu çek nedeniyle emniyeti suistimal suçundan yargılandığı davada mahkum edildiğini ancak zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verildiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, ... Ltd. Şti. ile davalı arasında organik bir bağ bulunmadığını, davalı şirketin dava dışı ... Ltd. Şti.’den daha önce kurulduğunu, gerçek kişilerin birden fazla tüzel kişiliğin ortağı olabileceğini, davacının alacağının geçerli bir dayanağının olmadığını, çekin aslında
    davacıya haksız fiil sonucu geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı ... Ltd. Şti.’ne ortak olmak için verdiğini öne sürdüğü paraya karşılık şirketten ayrılırken 360.000 USD bedelli çek verildiği ve karşılığının çıkmadığı gibi takibin semeresiz kaldığı, borçlu ... Ltd. Şti.’nin malvarlığını davalıya geçirdiği iddialarına karşılık alacağın belgeye bağlandığı çekten dolayı hamilin müracaat borçlularına karşı başvurusu süresinin dolduğu ve sebepsiz zenginleşme davası açısından da davanın keşideciye açılmasının gerektiği, keşideci dava dışı ... Ltd. Şti. ile davalı arasında dayanılan perdenin aralanması teorisi kapsamında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı gerekçesiyle, TTK’nın 726. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin takibin tarafı veya çekin borçlusu olmayıp, çekin keşidecisi ... Ltd. Şti. lehdarının ise, davacı olduğu, çekin 19/04/2002 tarihinde ibraz edildiği, TTK"nın 711/3 uyarınca işlem yapılamadığı, hesapta da karşılığının bulunmadığının çek arkasına yazıldığı, icra dosyasında takibin kesinleştiği, borçlunun menfi tespit davası açtığı ve en son icra işleminin 9/5/2002 tarihli olduğu, davacının alacağının borçlusu konumunda olan dava dışı ... Ltd. Şti."nin, İst. 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2002/652 E. sayılı dosyasında 22/04/2002 tarihinde açtığı menfi tespit davasının İst. 21. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 19/06/2012 tarih, 2011/8 E-2012/162 K sayılı kararı ile kabul edildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/06/2013 tarih ve 2012/14416 E-2013/11528 K sayılı kararı ile bozulduğu, aynı Dairenin 14/11/2013 tarih ve 2013/14335 E-2013/17992 K sayılı kararı ile de karar düzeltme talebinin reddedildiği, dosyanın nihai olarak İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/07/2014 tarih ve 2014/48 E-2014/175 K sayılı kararı ile red ile sonuçlandığı, kararın Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 19/03/2015 tarih ve 2014/14680 E 2015/3927 K sayılı kararı ile onandığı, karar düzeltme isteğinin de aynı dairenin 27/10/2015 tarih ve 2015/8500 E-2015/13118 K sayılı kararı ile reddedildiği ve böylelikle bütün yasal yolların tüketildiği, mahkemenin her işleminde borçlu yönünden zamanaşımının kesilerek yeniden başladığını kabul etmesi gerektiği, bu durumda davacının asıl muhatabı olan keşideci bakımından alacağın zamanaşımına uğramadığı kabul edilebilirse de keşideciden farklı bir tüzel kişilik olan davalı açısından zamanaşımının ... Ltd. Şti."nin tabi olduğu zamanaşımına tabi olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, davacının, şirketten ayrılırken ortaklık payına karşılık bu çekin verildiğini öne sürdüğü, davacının alacağının, şirketten ayrılırken çeke bağlanan ortaklık payı-ayrılma akçesi olduğu anlaşılmakla zamanaşımının bu alacak hukuki tanımına göre belirlenmesi gerektiği, 818 sayılı BK"nın 126/4 maddesi uyarınca zamanaşımının 5 yıl olduğu, dava konusu alacağın çeke ilişkin olmadığı, çekin verilmesine yol açan ilişkiden doğduğu kabul edilirse, bu doğum tarihinden itibaren en fazla 5 senelik zamanaşımına tabi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, zamanaşımının başlangıç tarihi itibariyle de çekin düzenleme tarihinin esas alınması gerektiği, dava dışı ... Ltd. Şti ile davalı şirketin farklı tüzelkişilikler olduğu, her iki şirketin ortakları arasında... ve ..."in yer almasının iki şirket arasında organik bağ olduğunu kabul etmeye imkan vermeyeceği, davalı şirketin dava dışı ... Ltd. Şti."nin borçlarından kurtulmak yahut gizlenmek üzere kurulmuş bir şirket olduğu yönünde bir ispat vasıtası bulunmadığı, davalı şirketin dava dışı ... Ltd. Şti."den daha evvel kurulmuş ve daha fazla ortağa sahip, faaliyet alanı farklı bir anonim şirket olduğu, davacının yargılandığı ceza davasında mahkumiyetine karar verildiği ancak temyiz incelemesinde zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verildiği, dava dışı ... Ltd. Şti." nin taraf olduğu icra takibi ve menfi tespit davasındaki işlem ve kararların, takibin ve davanın tarafı borçlu konumunda olan şahıs için hüküm doğuracağı, zamanaşımının kesilmesinin borçludan başka kişilere etkisinin 818 sayılı .
    BK"nın 134. maddesinde düzenlendiği, yasa maddesine göre zamanaşımı kesilince borçlu dışında müteselsil kefillere yahut bölünemeyen borçlulardan birine karşı kesilince diğer müteselsil kefiller yahut müşterek borçlulara karşı da kesildiği, davalı, davacının talep ettiği alacağın müşterek borçlusu yahut müteselsil kefili olmadığına göre ve davalı ile ... Ltd. Şti. arasında organik bir bağ bulunduğuna, yahut davacının iddia ettiği gibi tüzel kişilik ardında örtülü ve muvazaalı işlemlerle davalının sorumluluğunun gizlenmeye çalışıldığına ilişkin ispat vasıtası bulunmadığına göre, salt iki gerçek kişi paydaşın her iki şirketin de ortaklarından olmasından yola çıkılarak iki şirket hakkında organik ilişki olduğunu kabul etmenin mümkün görülmediği, zamanaşımının davalı hakkında da kesilmesinin sözkonusu olmadığı, davalının, davacının alacağının asıl muhatabı olan borçludan ayrı bir şahsiyet ve tüzel kişilikler de kendilerini oluşturan gerçek kişilerden ayrı bir kişiliğe, hak ve fiil ehliyetine sahip hukuki varlıklar olduğuna göre, davacının alacağının asıl muhatabı olan ... Ltd. Şti. hakkında zamanaşımının kesilmiş olması halinde, borçla doğrudan bir bağlantısı olmayan üçüncü bir şahıs açısından zamanaşımının kesildiğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davalının hukuken taraf olmadığı bir ilişkiden dolayı sorumlu tutulmasına yol açabilecek nitelikte delil ve ispat vasıtaları dosyada bulunmadığı, BK 125 gereği genel dava zamanaşımı süresinin dahi dava tarihine kadar geçmiş bulunduğuna göre davalı açısından davanın zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.2 maddesinde “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, Kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince 6 aylık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğundan bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi ise, 10 yıllık genel dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiği kabul edildiği halde HMK"nın 353/1-b-2 maddesine aykırı olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirilmek suretiyle başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmayıp, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi