7. Hukuk Dairesi 2021/759 E. , 2021/663 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21/07/2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı vekili;... ili, Merkez, ...Köyü, 2685 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğunu, tapu kaydı üzerine alacaklı ... adına 100.000,00TL bedelli ipotek şerhi konulduğunu, ipotek şerhinin davalı ... ve davacı ...ın vekili sıfatıyla hareket eden dava dışı ... arasında karşılıklı olarak imzalanan ipotek sözleşmesine istinaden konulduğunu, ancak müvekkilinin ve dava dışı ..."ın davalı ile borç ilişkisinin bulunmadığını, ... hakkında vekalet görevini kötüye kullanması nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, dava dışı ..."ı, 22.05.2014 tarihli vekaletname ile vekil tayin eden davacının irade beyanına aykırı şekilde ipotek tesis edildiğini belirterek ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
İpotek, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir. (TMK.m.881). Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. İlerde doğacak veya doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ) ipoteğidir. Eğer mevcut bir alacak için ipotek kurulmuşsa, alacağın geçerli olması gerekir. Zira, ipotekle alacak arasında çok sıkı bir birliktelik vardır. Alacak varsa ipotek kabul edilir. Ancak alacak doğmamışsa, hukuki nedeni dolayısıyla batılsa (BK.m.19/2, 20/1), ipotek tescil edilse bile hüküm ifade etmez ve rehinli alacaklıya icra takibi yoluyla alacağını elde etme yetkisi vermez. Vurgulanması gereken diğer bir husus, ipoteğin tescilinin tarafları bağlayacağıdır. Fakat söylendiği üzere ipotek, rehnin temin ettiği alacağın varlığı yönünden bir karine ya da delil oluşturmaz. Bununla birlikte ipotek, eğer mevcut bir alacak için kurulmuşsa, bunun tutarının ipotek sözleşmesinde gösterilmesi yeterlidir. Bu durumda ipotek sözleşmesi, aynı zamanda bir borç ikrarı görevi de görebilir (BK.m.17). Rehin sözleşmesinin kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarını kapsadığı durumlarda, alacaklı sanki bir mahkeme kararına dayanıyormuşcasına ilamlı takiplere özgü yoldan yararlanabilir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Davacı ... vekili ..., 22.05.2014 tarihli vekaletnameye dayanarak, davalı ..."den alınan 100.000,00TL"yi teminat altına almak için, 23.05.2014 tarihli resmi akit tablosu ile, davacıya ait 2658 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ipotek tesis etmiştir.
İncelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 23.05.2014 tarihli resmi akit tablosu içeriğine göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir.
Mahkemece; davacı ... vekili ... ile davalı ... arasında imzalanan 23.05.2014 tarihli protokol gereği ipoteğin 1 yıl süreli olacağı kararlaştırılmasına rağmen, resmi akit tablosunda ipoteğin süresiz olarak konulduğu gerekçesiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; protokole göre kararlaştırılan 1 yıllık sürede, davalı ...... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/1260 Esas sayılı dosyasında, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmıştır. Bu durum dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
İpoteğin karz ipoteği olduğuna ilişkin resmi senedin aksi aynı nitelikte bir belge ile ispat edilebileceğinden, resmi senedin aksinin tanık beyanıyla da ispatının mümkün bulunmadığı değerlendirilmeli, ipotek bedelinin ödenip ödenmediği araştırılmalı, bedel yatırılmadıysa davacıya bedeli depo etmesi için uygun süre verildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, açıklanan bu nedenle, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2021 tarihinde oybirliği ile karar ver