12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/12682 Karar No: 2012/30652
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/12682 Esas 2012/30652 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/12682 E. , 2012/30652 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/10/2010 NUMARASI : 2010/66-2010/1395
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair emyiz itirazları yerinde deği ilse de; Takipte taraf olmayan 3. kişinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle kendisine düşen ve 04.03.2010 tarihinde kendisine devredilen taşınmazların tapu kaydı üzerine konan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece taşınmazların şikayetçiye ait oluğu anlaşıldığı gerekçesi ile istemin kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince, istemin istihkak davası niteliğinde bulunmadığı, memur işlemine karşı şikayet niteliğinde olduğundan bahisle dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte olan HUMK.nun 381. maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafların iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az, aynı Yasanın 388. maddesinde belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. T.C. Anayasası, yargılamada aleniyet ilkesini benimsemiştir. Bu nedenle, yargılama açık olarak yapılacak ve yargılama sonunda verilen karar HUMK.nun 388/son madde hükmü gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olmalıdır. Yine aynı Kanun"un 389. maddesinde de hüküm kısmında ""İki tarafa yüklenen ve tanınan vazife ve hakların tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Somut olayda; mahkemece, hüküm fıkrasında sadece "davacının davasının kabulüne" şeklinde hüküm kurulmakla yetinilmesi, kabul edilen ve hüküm altına alınan konunun ne olduğunun karar yerinde belirtilmemesi ve dolayısıyla hükmün eksik kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. O halde mahkemece yazılı şekilde infaz kabiliyeti olmayan hüküm tesisi isabetsiz olup, sair hususlar incelenmeksizin kararın sırf bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.