Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5626
Karar No: 2019/6849
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/5626 Esas 2019/6849 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/5626 E.  ,  2019/6849 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2017/341-2017/835
    Mahkemesi : Elazığ İş Mahkemesi
    No : 2015/764-2016/544

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı tüm taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; Davacı vekilinin, belirtilen yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile Elazığ İş Mahkemesinin 29.12.2016 tarih, 2015/764 Esas - 2016/544 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; Davanın kabulü ile; 105.792,50 TL ilk peşin sermaye değerin % 65 davalı kusuruna tekabül eden 68.765,12 TL sinin gelir onay tarihi 30.06.2010 tarihinden, 308,00 TL cenaze giderinin % 65 kusuruna tekabül eden 200,20 TL sinin 12.03.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı İşveren vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı Kurum, 26.01.2010 gününde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan cenaze masrafının davalıdan rücuan tahsilini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı şirket vekili; atfedilecek bir kusurun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davanın kısmen kabulü ile; 52.333,67 TL tazminatın, 52.133,47 TL"sinin onay tarihi olan 30/06/2010 tarihinden, 200,20 TL"sinin ödeme tarihi olan 12/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin Reddine, karar vermiştir.
    Davacı Kurum süresinde verilen İstinaf yolu dilekçesiyle; iş kazasında davalının tam kusurlu olduğunu;
    Davalılar vekilince süresinde verilen İstinaf yolu dilekçesiyle, davalının kusuru olmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
    B-BAM KARARI
    Davacı vekilinin, belirtilen yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile Elazığ İş Mahkemesinin 29.12.2016 tarih, 2015/764 Esas - 2016/544 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; Davanın kabulü ile; 105.792,50 TL ilk peşin sermaye değerin % 65 davalı kusuruna tekabül eden 68.765,12 TL"sinin gelir onay tarihi 30.06.2010 tarihinden, 308,00 TL cenaze giderinin % 65 kusuruna tekabül eden 200,20 TL"sinin 12.03.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı işveren vekili; Gaziantep Bam 10. Hukuk Dairesi Başkanlığınca alınan bilirkişi raporundaki hesaplamayı kabul etmediklerini, istinaf konusu yapılmayan bir hususta karar verildiğini SGK Müfettiş Raporunda, hem de Asliye Ceza Mahkemesinin Yargıtayca onanmak suretiyle kesinleşen kararında, hükme esas alınan 05.04.2010 tairhli bilirkişi raporunda iş kazasının meydana gelmesinde sigortalının asli kusurlu olduğunun, davalı şirketin ise tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, buna rağmen asli kusurlu olanın tali kusurlu olana göre çok daha fazla kusurlu olması gerektiğinin tartışma konusu olamayacağını, müteveffa ...’in iş kazasının meydana gelmesinde bütün kusurun kendisine ait olduğunu, sigortalının şahsi dosyasında kendisine iş güvenliği temel eğitimi, kişisel koruyucuların önemi ve kullanım alanları, genel sağlık konuları, meslek hastalıkları, iş kazaları ve korunma konularında eğitim verildiğine dair eğitim formlarının bulunduğu, çalışmakta olan makinaya bakım yapmaya çalışması yanında, elindeki levyenin banda takılarak kendisini çekmesine rağmen panikleyerek levyeyi bırakmamak suretiyle olayın meydana gelmesine sebep olduğu belirtilmiştir. Temyiz süresi içinde verilen ek temyiz dilekçesi ile de, Hukuk hakiminin kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava; 26.01.2010 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan cenaze giderinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 21. maddesidir.
    5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
    Bu tür rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu, ilgili ceza dosyası ile varsa hak sahipleri tarafından açılmış tazminat dosyaları celbedilip incelenip, dosya içeriğindeki tüm deliller birlikte takdir olunarak ve özellikle derdest ceza dosyasındaki kusur ile bu davadaki kusur raporları arasındaki çelişkiler de giderilerek belirlenmeli; kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Kanunun 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
    Yukarıda anlatılanlar ışığında somut olaya dönüldüğünde, Mahkemece, hükme esas alınan kusur raporunda ceza davasında kusurlu bulunarak mahkûm olan, iş kazasının gerçekleşmesinde etkileri olduğu belirlenen gerçek kişilerin ihlal ettikleri iş güvenliği kuralları ile ihlal sonucuna bağlanan şahsi kusur oranları ile işveren şirketin kusur oranlarının ayrı ayrı belirlenmesi ve gereği gözetilmeksizin değerlendirme yapıldığı anlaşılmakla, ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu gözetilmek suretiyle cezada mahkum olanlara bir miktar kusur verilmesi gereği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı işveren vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri inclenmeksizin, kusur yönünden davacı kurum temyizi olmaması nedeni ile işveren lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 01.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi