MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ail ... ve vekili Av. .... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya temlik veren ... Bankası’ndan kredi alan ...’a kredi artırımından faydalanmak istemesi üzerine 28.08.2006 tarihinde 15.000,00 TL limitle kefil olduğunu, asıl kredi borçlusunun borcunu ödememesi üzerine ... 2. İcra Dairesi’nin 2013/11500 esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin yalnızca 15.000,00 TL limitle kefil olmasına rağmen asıl borcun iki katını aşan tutarda maaşına haciz konulduğunu, ayrıca takip dosya borcunun da ödendiğini iddia ederek 15.000,00 TL’yi aşan miktardan borçlu olmadığının tespitine ve % 40 oranında kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kefalet miktarının davacı tarafça iddia edildiği gibi 15.000,00 TL değil, 75.000,00 TL olduğunu savunarak davanın reddi ile % 20 oranında tazminat istemiştir.
Mahkemece, davacının 13.10.2006 tarihli limit artırımında davacının ilk sırada değil, ...’dan sonraki ikinci sıradaki kefil olduğu, açığa atılan imzaların kefiller için ayrılan bölümlerin en üstündeki, birinci sıradaki kısma atılmasının hayatın olağan akışı gereği olduğu, bu hali ile davacının kefalet limitinin artırılmasına ilişkin kısmın sonradan doldurulduğu iddiasının yerinde olmadığı, icra takibinin 02.02.2008 tarihinde başlatılıp, kat ihtarnamesinin davacıya takip tarihinden sonra tebliğ edildiği, temlik veren banka tarafından talep edilen % 80 temerrüt faizi oranının takip tarihindeki banka uygulamalarına uygun olduğu, dava tarihi itibariyle temlik yolu ile alacaklı davalının 463.324,99 TL alacaklı olduğu, davacının 75.000,00 TL kefalet limiti ile asıl alacak tutarından ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.