Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/5478
Karar No: 2018/2768
Karar Tarihi: 25.01.2018

5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2017/5478 Esas 2018/2768 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2017/5478 E.  ,  2018/2768 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında hükümlülük, sanık ... hakkında HAGB, diğer sanıklar hakkında erteleme; müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    ... vekilinin, 23/05/2013 havale tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden vazgeçtiği gözetilerek sanık ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ... müdafiinin temyiz istemlerine yönelik yapılan incelemede;
    Sanık ... müdafiinin temyizine yönelik incelemede;
    Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/12. madde ve fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurulması mümkün olup kararın temyizi olanaklı bulunmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları dava konusu olan el konulmuş eşyanın ve aracın müsaderesi ya da iadesi kararlarını ve vekalet ücretine ilişkin kararları da kapsayacağından sanık müdafiinin dilekçesi hakkında itiraz merciince değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE,
    Sanık ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ... müdafiinin temyizlerine yönelik incelemede ise;
    01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip yine 01/06/2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler ve 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezalarının ödenmemesi durumunda tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrileceğinin belirtilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca, hükümden
    adli para cezalarının taksitlendirilmesine ilişkin bendlerin sonundan taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceğine ve ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrileceğine ilişkin kısımların çıkartılması ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE

    Sanıklar ..., ... ve ... hakkında 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümlerin, usul ve esas yönünden bozulması yerine, düzeltilerek onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
    A) Usul yönünden;
    1- Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının Anayasa"nın 141/3, 5271 sayılı CMK.nun 34, 230 ve 289/g maddelerinin amir hükmü olduğu dikkate alınarak; iddia, savunma, sanıkların lehinde ve aleyhindeki delillerin tartışılması, sübutu kabul edilen veya edilmeyen eylemlerin belirlenerek sanıklara yüklenen suçun yasal öğelerinin gösterilmesi gerekliliği ile sanıkların suçu işlemediklerine yönelik savunmalarına neden itibar edilmediğinin karar yerinde tartışılıp, gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde gerekçeden yoksun hüküm kurulması,
    2- ... 1, 2 ve 3. Sulh Ceza Mahkemeleri tarafından verilen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararlarının denetime olanak verecek şekilde asıllarının ya da onaylı örneklerinin dosya arasında bulundurulmaması gerekçesiyle bozulmalıdır.
    B) Esas yönünden;
    Dosya kapsamından, suç tarihinde sanıklardan ...’ın Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Büro Amirliği’nde emniyet amiri olarak; sanık ...’ın aynı havalimanında faaliyet gösteren ATÜ Turizm İşletmeciliği A.Ş.de (Free Shop) 16 yılı protokol müdürü olarak toplam 28 yıldır; sanık ...’un ise ATÜ Turizm İşletmeciliği A.Ş.de (Free Shop) satınalma müdürü olduğu ve 16 yıldır çalıştığı anlaşılmaktadır.
    Sanık ... savunmalarında özetle, olay tarihinde Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Güvenlik Büro Amiri olduğunu, sanık ...’ın aile dostu olduğunu ve kaçak mal getirmesine yardımcı olmadığını, kimseye Free Shoplardan haksız yere alışveriş yapmasına göz yummadığını, ancak amir olması nedeniyle mülki idare amirinin verdiği yetkiyle gümrükten arındırılmış sahaya kısa süreli ziyaretçi alma yetkisi olduğunu, bu yetkiyle bazı şahısları arındırılmış sahaya aldığını ve bu kişileri de deftere kaydettiğini, evinde yapılan aramada ele geçen parfümlerin tester olduğunu, havalimanında görev yaptığı sırada hediye olarak verildiğini, tester olması nedeniyle de maddi değerlerinin olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini söylemiştir.
    Sanık ... savunmalarında özetle, 32 yıldır Atatürk Havalimanı’nda free shopların bağlı bulunduğu ATÜ firmasında çalıştığını, 16 yıldır da protokol müdürlüğü yaptığını, gümrükten arındırılmış sahada kimseye haksız ve yasa dışı alışveriş yaptırmadığını, aramada evde ele geçen kozmetik malzemelerin çoğunun firmaların tanıtım amaçlı verdikleri sempel (tester) tabir edilen bir kullanımlık ürünler olduğunu ve ekonomik değerinin bulunmadığını, 2 adet saatin kendine ait olduğunu söylemiştir.
    Sanık ... savunmalarında özetle, olay tarihinde Atatürk Havalimanı’nda free shopların bağlı bulunduğu ATÜ firmasında idari işler ve satın alma müdürü olarak çalıştığını, 6 yıldır bu görevde bulunduğunu, toplam 16 yıldır çalıştığını, gümrükten arındırılmış sahada kimseye haksız ve yasa dışı alışveriş yaptırmadığını, kendisinin de yapmadığını, aramada evde ele geçen küçük şişe şarapların uçaklarda dağıtılan bir kadehlik olduğunu, yıllardır yurt dışına gidip geldiği sırada biriktirdiğini, bir kısmının bozuk olduğunu, diğerlerini de hobisi olduğu için mahsende sakladığını, bunların bir kısmını yurtdışına gidiş gelişlerde free shoplardan, bir kısmını da Türkiye’de marketlerden satın aldığını söylemiştir.
    25.01.2010 tarihli arama tutanakları ile 09.02.2010 tarihli kaçak eşya teslim tutanaklarına göre; sanıklardan ...’ın evinde yapılan aramada toplam 21 adet çeşitli markalarda tester olan parfüm, sanık ...’ın evinde yapılan aramada 30 farklı markada çoğunluğu 1 adet olmak üzere içki (bunların çoğunluğunun 2-5 cl’lik şişelerde koleksiyon amaçlı olduğu), 6 adet puro, toplam 42 adet çeşitli markalarda tester olan parfüm ile iki adet kullanılmış saat; sanık ...’un evinde yapılan aramada ise 33 değişik markada içki ele geçirildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkeme tarafından alınan 24.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda, sanık ...’un evinde ele geçirilen içkilerde bandrol bulunmamakla birlikte birçoğunun uzun süre beklemiş olması nedeniyle içkilik vasfını kaybettiği, koleksiyon yapma amaçlı biriktirilmiş imajı verdiği; sanık ...’ın evinde ele geçirilen parfümlerin müşterilere tanıtım ve reklam amaçlı verilen alışverişe konu edilemeyecek nitelikte tester olduğu, içkilerin uzun zamanlara dayanan bekleme özellikleri bulunduğu, koleksiyon yapmaya yönelik cinsler olduğu; sanık ...’ın evinde ele geçirilen parfümlerin tamamının müşterilere tanıtım ve reklam amaçlı verilen alışverişe konu edilemeyecek nitelikte tester olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Sanık ... tarafından dosyaya ibraz edilen pasaport fotokopisinden, sanığın çok sayıda yurtdışına çıkış kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Sanıklar ..., ... ve ...’un tape kayıtlarına konu konuşmayı yaptıkları ve üzerlerine atılı gümrüksüz alanda alışveriş hakkı olmayan kişilere alışveriş yaptırdıkları iddia edilerek haklarında dava açılan sanıklar ..., ve ...’un ev ve işyerlerinde yapılan aramada kaçak eşyanın ele geçmediği, 25.01.2010 tarihli arama tutanaklarından anlaşılmaktadır.
    Sanıklar ...,ve ...’un telefonla konuştukları ve üzerlerine atılı gümrüksüz alanda alışveriş hakkı olmayan kişilere alışveriş yaptırdıkları iddia edilerek haklarında dava açılan sanıklar ..., ve ... hakkında, “ev ve işyerlerinde yapılan aramada herhangi bir kaçak eşyanın ele geçirilememesi, havalimanından Türkiye’ye eşya sokarken yakalanmadıkları, yüklenen suçu işlediklerine dair dosyada hiçbir somut delil bulunmaması ve diğer sanıklarla yapmış oldukları görüşmelerin mahkumiyetleri için tek başına yeterli olmaması” nedenlerine dayalı olarak beraatlerine karar verilmiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamı ile buna benzer birçok ilamında da,“… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”
    Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, sanıkların aşamalardaki savunmalarında suçlamaya kabul etmediklerini, kaçakçılık suçunu işlemediklerini, evde ele geçen parfümlerin tester olduğunu, içkilerin de koleksiyon amaçlı olduğunu, yurtdışına gidip gelirken alındığını söylemeleri, bu savunmalarını doğrulayan bilirkişi raporu ile 09.02.2010 tarihli kaçak eşya teslim tutanakları, sanıkların tape kayıtlarına konu konuşmayı yaptıkları ve üzerlerine atılı gümrüksüz alanda alışveriş hakkı olmayan kişilere alışveriş yaptırdıkları iddia edilerek haklarında dava açılan sanıklar ...,ve ...’un ev ve işyerlerinde yapılan aramada kaçak eşyanın ele geçmemesi, havalimanından Türkiye’ye eşya sokarken yakalanmamaları ve bu nedenle de bu sanıkların beraatlerine karar verilmesi, sanık ...’un defalarca yurtdışına çıktığının sabit olması, sanıkların evlerinde ele geçen eşyaların miktar itibariyle kişisel kullanım sınırları içinde kalması, ticari miktar ve mahiyette olmaması, sanıkların iletişimin tespiti kararlarına dayanarak dinlenen telefon görüşmelerinde, evlerinde yapılan aramalarda ele geçen kişisel kullanım sınırlarındaki tester ve koleksiyon amaçlı olan içki ve parfüm dışında ticari amaçla bulundurulan herhangi bir suç unsuruna rastlanmaması ve dolayısıyla, savunmalarının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenmeyen belirti delil niteliğindeki iletişim kayıtları dışında üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmaması ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözetilerek beraatlerine karar verilmesi gerekçesiyle kurulan hükmün bozulması yerine, yerel mahkemenin kararının düzeltilerek onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 25.01.2018








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi