4. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1707 Karar No: 2020/16119 Karar Tarihi: 11.11.2020
Silahla tehdit - mala zarar verme - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2017/1707 Esas 2020/16119 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar silahla tehdit ve mala zarar verme suçlarını işlemişlerdir. Yerel mahkeme tarafından verilen mahkumiyet kararı temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, sanıkların mala zarar verme suçunu 151/1 maddesi kapsamında işledikleri, ancak tehdit suçu için aynı kapsamın söz konusu olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Vicdani kanıtlar doğru olarak nitelendirilmiş, hükümler ise usul ve Kanuna uygun olduğu için temyiz reddedilmiştir. Ancak TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı ile iptal edilmesi nedeniyle hükümler bozulmuştur. Temyiz edilen kararın açıklanan noktasının tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkralarından TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan hükümlerin düzeltilerek onanması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri: TCK 151/1, TCK 106/2-a, TCK 53/1-b, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi.
4. Ceza Dairesi 2017/1707 E. , 2020/16119 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Silahla tehdit, mala zarar verme HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanıkların, TCK"nın 151/1. maddesindeki uzlaştırma kapsamında bulunan mala zarar verme suçunu, bu kapsamda olmayan TCK"nın 106/2-a maddesinde düzenlenen tehdit suçu ile birlikte işledikleri anlaşıldığından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara yükletilen silahla tehdit ve mala zarar verme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ... ve ..."in temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkralarından TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılmak suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.