14. Hukuk Dairesi 2016/13432 E. , 2017/4255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.11.2010 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı,... Köyünde yaşadığını, evinin bahçesinde bulunan ağaçları sulamak için yükseklik olarak daha aşağıda kalan su arkından su motoru aracılığıyla su aldığını; ancak, zaman içerisinde su motorunun bozulduğunu, bu durumda evinin yukarısında bulunan başka bir su arkından hortum ile su almaya karar verdiğini, köyde yaşayan diğer komşularının da hakkına tecavüz etmemek adına durumu muhtar ile görüştüğünü, muhtarın da ihtiyar heyeti ile bir araya geldiğini, suyu kullanması yönünde karar verildiğini, kendisinin 400 metre uzunluğunda 32"lik olarak tabir edilen plastik hortum döşemek sureti ile toprak altından bahçesine su taşıdığını, davalıların daha sonra toprak altına döşemiş oldukları hortumu söktüklerini, su kanalını bozduklarını, davalıların elatmasının önlenmesi ile söktükleri su kanalı ve bu kanal için yaptığı masraf karşılığında 1.500,00 TL manevi çöküntü yaşaması sebebi ile de 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, yapılan keşfin yeterli olmadığını, ... olarak bilinen su arkının köylülerin arazilerinin büyük bir bölümünü suladığını, hali hazırdaki suyun o arazilere yetecek kadar olduğunu, genel su olarak kullanılan bu suyun kullanım şeklinin de kadimden beri aynı olduğunu, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 300,00 TL"nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, meni müdahale ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermiştir.
Davacı tarafın temyizi üzerine hüküm, Dairemizce ".... dosya içerisinde bulunan 08.10.2013 havale tarihli jeoloji bilirkişi raporunda suyun genel su niteliğinde olduğu açıklanmıştır. Genel sulardan herkes öncelikli ve kadim hak korunmak suretiyle faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Keşifte dinlenen
mahalli bilirkişi ve tanıklar dava konusu su kaynağından köyün bahçelerinin yarısından fazlasının sulandığını ve davacının ise motor yardımı ile suyunu değirmen arkından aldığını beyan etmişlerdir. Tüm bu tespitlere göre davalıların dava konusu su kaynağının kullanımında kadim öncelik hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; suların en az olduğu dönemde mahallinde ziraat bilirkişisi ve jeoloji mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetiyle yeniden keşif icrası ile davacının başka kaynaktan ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı araştırılmalı, davacının ve davalıların suya ihtiyaçları bilimsel verilere uygun olarak ziraat bilirkişisine tespit ettirilmelidir. Davalıların öteden beri yararlanma şekli ve öncelik hakkı bulunduğu dikkate alınarak, davacının da suya ihtiyacının bulunduğunun tespit edilmesi halinde, davalıların ihtiyacından fazla olan sudan davacı tarafın da ihtiyacına göre yararlanabileceği bir su rejimi kurulması suretiyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi gerekir." gerekçesiyle eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece bozma karaına uyulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1.Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacının aşağıda yazılı neden dışındaki temyiz itirazı yerinde olmadığından reddine;
Davacının diğer temyiz itirazına gelince,
2-Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk hükümde davacı lehine 300 TL tazminata hükmedilmiş ve bu hüküm davalılar tarafından temyiz edilmemiştir. Karar temyize gelen davacı lehine bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulmuş olduğundan, hükmedilen tazminat yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle davacı yararına 300 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.