22. Hukuk Dairesi 2017/13606 E. , 2018/13327 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, müvekkilin davalı şirket bünyesinde 19/07/2012 tarihinden 30/11/2014 tarihine kadar zorunlu engelli kadrosunda çalıştığını, çalışmış olduğu dönemde iş yerinde fazla mesai yapılmasına, hafta tatilleri ve ulusal bayramlar ile genel tatillerde çalışılmasına rağmen hak kazanmış olduğu alacakların müvekkile ödenmediğini ileri sürerek hafta tatili, fazla çalışma, ulusal bayram ve geel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler...yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili çalışmaları için de geçerlidir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı, davalı beyanı, tanık anlatımları, mesai çizelgesi, ...bordroları ve diğer tüm deliller dikkate alınarak davacının haftanın 6 günü, günde 10 saat çalıştığı, bunun 1 saatinin ara dinlenme olduğu, iki haftada bir pazar günleri de çalıştığı kabul edilmek suretiyle davacının haftalık 13,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Her ne kadar davalı tarafından sunulan mesai çizelgelerinin de ilgili hesaplamada dikkate alındığı belirtilmiş ise de, davalı tarafından sunulan 26.07.2014-30.09.2014 tarihlerine ilişkin davacı imzasını içerir kayıtların hafta tatili ve fazla mesai bakımından ayrıca dikkate alınıp alınmadığı anlaşılamamaktadır. Zira bu döneme ilişkin kayıtların, davalı lehine usuli kazanılmış hakka da riayet edilmek suretiyle, ayrıca dikkate alınması gerekmekte olup bu hususun gözönünde bulundurulmaması hatalı olmuştur.
Ulusal bayram ve genel tatil çalışması bakımından ise, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapıldığı kabul edilmiş olup, 19.05.2013 gününde yapılan çalışmanın karşılığının davacı tarafından izin olarak kullanıldığı gerekçesiyle 19.05.2013 tarihi dikkate alınmaksızın hesaplama yapılmıştır. Ancak davalı tarafından sunulan belgeler incelendiğinde, davacının 30.08.2013 tarihine ilişkin çalışmasından dolayı da 09.09.2013-10.09.2013 tarihleri arasında 1 gün izin kullandığı anlaşılmaktadır. 30.08.2013 tarihinin de dışlanması gerekirken dışlanmaksızın hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
Ayrıca davalı tarafından davacıya hak ettiği ödemelerin yapıldığı ifade edilmiş olup, dosyaya buna ilişkin banka kayıtları ibraz edilmiştir. Dosya kapsamında yer alan banka kayıtlarında 10.12.2014 tarihinde davacıya 12.682,79 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Son dönem 2014 yılı Kasım bordrosunda ise kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına ilişkin tahakkukların yanı sıra diğer yardım 1 ve diğer yardım2 adı altında tahakkukların da yer aldığı görülmektedir. Davalıdan bordroda belirtilen diğer yardım adı altındaki ödemelerin neye ilişkin olduğu sorularak, dava konusu alacaklara istinaden ödeme yapıldığının anlaşılması halinde bankadaki ödeme kayıtları da dikkate alınarak ilişkin oldukları alacaklardan mahsubu gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.