Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4580
Karar No: 2019/6832
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4580 Esas 2019/6832 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/4580 E.  ,  2019/6832 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2013/217-2016/30

    Dava, yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının faiziyle tahsili istemini ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eldeki davada davacı Kurum, 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma neticesi davalı sigortalıya bağladığı yaşlılık aylığını, 3201 sayılı Yasanın 6/A-a maddesinde düzenlenen ve yaşlılık aylığı tahsisi koşullarından olan “yurda kesin dönülmüş olması” şartının oluşmadığının anlaşılması üzerine bağladığı tarih itibariyle kesmiş ve ödenen yaşlılık aylıklarının faiziyle tahsilini dava etmiş, Mahkemece talebin, 6098 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi sonucu, 26.08.2001-26.11.2011 tarihleri arasında ödenen yersiz aylıkların en son 12.12.2012 tarihine kadar talep ve dava edilebileceği, 21.02.2013 tarihinde açılan eldeki davanını zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Davalı sigortalı ise, eldeki davaya konu Kurum işleminin iptalini ve kesilen yaşlılık aylığının yeniden kesildiği tarih itibariyle tahsilini talep ettiği davayı, 02.03.2012 tarihinde açtığı, davada kesin dönüş şartının irdelendiği, davacı sigortalının 01.06.2011 tarihi itibariyle kesin dönüş şartını yerine getirdiği, davalı Kurumun aynı tarih itibariyle sigortalıya yaşlılık aylığı bağladığı, devamla davada karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın 04.02.2016 tarihi itibariyle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin onamasıyla kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı Yasanın 204/1. bendi, ilamların sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılacağını düzenlemiştir.
    Yargıtay yerleşik içtihatları ve bu doğrultuda Hukuk Genel Kurulu’nun 04.07.2019 tarih, 2019/11-282 E.ve 2019/852 K. nolu kararında “...Medeni usul hukukunda deliller, kesin deliller ve takdiri deliller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır (Kuru, B./Arslan, R./Yılmaz, E., Medeni Usul Hukuku, Ankara 2004, s. 433 vd,; Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes, M., Medeni Usul Hukuku, Ankara 2004, s. 335 vd.). Hukukumuzda kesin deliller, ikrar, senet, yemin ve kesin hüküm olarak; takdiri deliller ise tanık, bilirkişi, keşif ve özel hüküm sebepleri olarak sayılmaktadır. Takdiri deliller yönünden ise delil türlerinin sınırlı olarak sayılmadığı kabul edilmektedir (Alangoya, Y./Yıldırım, K./DerenYıldırım, N.:Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul 2004, s. 341). Bu açıdan güçlü delil takdiri bir delil türü olarak nitelendirilebilir.
    Kesin hükme gelince, kesin hüküm şekli ve maddi olarak ikiye ayrılır. Verilen bir hükme karşı kanun yolları kapalı ise veya kanun yolları açık olsa bile süresinde gidilmemişse veya tüm kanun yolları tükenmişse hüküm şeklen kesinlik kazanmıştır.
    Maddi anlamda kesin hükümde ise; dava sebebinin (maddi vakıaların), taraflarının ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Önemle vurgulanmadır ki; maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrası için söz konusudur. Hüküm fıkrası, davada (veya karşı davada) istenen hususlar (talep sonucu) hakkında mahkemece verilen kararı (hükmü) gösterir. Hükmün gerekçesinin kesin hüküm gücü yoktur. Bununla beraber, gerekçe maddi anlamda kesinlikten tamamen soyutlanmış da değildir.
    Maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrasına ilişkin olduğundan hükümde tarafların talep sonuçları (veya talep sonuçlarının bazı kalemleri) hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemişse, hakkında karar verilmemiş olan hususlar bakımından maddi anlamda kesin hüküm söz konusu olmaz.
    İspat bakımından değerlendirmek gerekir ise; kesin hüküm (mahkeme ilamları) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 204/1. maddesine göre kesin delil teşkil eder.
    Birinci davada verilmiş olan hüküm, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak, aynı konuya ilişkin olarak açılan ikinci bir davada, birinci davada kesin hükme bağlanmış olan husus (HMK, m.303/1,2) hakkında kesin delil teşkil eder.
    Aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukukî ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında (birinci davada) verilmiş olan (kesin) hüküm, ikinci davada kesin delil teşkil eder...” denilmektedir.
    Somut olayda, istirdat konusu yersiz ödeme, Kurum yetkili organı tarafından 13.12.2011 tarihinde öğrenilmiş ise de, sigortalı tarafından, kurum işleminin iptaliyle kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına dair davanın 02.03.2012 tarihinde açılması ve anılan davada, Uşak 1. İş Mahkemesi’ nin 16.01.2015 tarih, 2014/271-2015/3 nosunda verilen kararın, 21. Hukuk Dairesi’nin 04.02.2016 tarih, 2016/645-1235 nolu Onaması sonucu kesinleşmesi karşısında, Mahkemece esasa girilerek, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanan ve kesinleşen dava dosyasının kesin delil niteliğinin gözetilmesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi