20. Hukuk Dairesi 2016/7961 E. , 2017/2105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü, 634 ada 2 sayılı parselin ifrazından oluşan 935 ada 33 parsel sayılı 308,527 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliği ile davalı belediye adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/05/2013 gün 2013/4451 E. - 6189 K. sayılı kararında özetle: "...mahkemece, yörede yapılmış ve halen devam etmekte olan orman kadastro çalışmaları ile ilgili bir araştırma uygulama yapılmadan eylemli duruma göre karar verilmiş, ancak; taşınmazda bulunan çam ağaçlarının sayısı, dağılımı, kapalılık oranı dahi dosyaya yansıtılmamıştır.
Orman kadastrosunun kesinleştiği bir yerde bulunan taşınmazın orman olup olmadığı kesinleşen orman kadastro haritasının yöntemince uygulanmasıyla belirlenir.
Bu nedenle öncelikle taşınmazın bulunduğu yerde 1972 yılında kesinleşen ve halen devam etmekte olan iki ayrı orman kadastro çalışmasına ait işe başlama, işi bitirme, çalışma ve ilan tutanakları ile orman kadastro haritaları bulunduğu yerden getirtilmeli, önceki keşiflerde yer almamış bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla taşınmaz başında keşif yapılarak, orman kadastro harita ve tutanakları ile genel arazi kadastro paftasının ölçekleri denkleştirilip bir biri üzerine çakıştırılarak en az 10-12 orman sınır noktası görülecek şekilde orman kadastro hattı ile irtibatlı kroki çizdirilmeli ve çekişmeli taşınmazın her iki orman kadastro haritasındaki konumu ayrı ayrı gösterilerek keşfi denetleme imkanı sağlanmalı; sonradan yapılan çalışmada taşınmazın konumunda değişiklik olmuşsa, sonraki çalışmanın eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyeceği ve davacı Orman Yönetiminin davasının orman kadastrosuna itiraza dönüşeceği gözönünde bulundurularak, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla kadastro mahkemesi görevli olduğundan tapu iptali tescil davası elde tutularak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmeli ve dosya görevli kadastro mahkemesine gönderilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözönüne alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru değildir..." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, taşımazın tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
- 2 -
2016/7961 - 2017/2105
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Yörede, 02/06/1972 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ile dava tarihi itibariyle devam eden orman kadastrosu yapılmayan yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışması ve 12/07/1968-12/09/1968 tarihleri arasında ilan edilen tapulama çalışmaları vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın tapulama tutanağında 1965 yılından önce Orman Yönetimince çevresi çitle çevrilip ağaçlandırılmış olduğunun belirlenmiş olmasına göre özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın eylemli biçimde orman olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 20/03/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.