22. Hukuk Dairesi 2016/28443 E. , 2018/13310 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin Eylül 2006 tarihinden 31.12.2011 tarihine kadar ..."nin kreşinde öğretmen yardımcısı olarak çalıştığını, evlenmesi sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda, mahkeme gerekçesinde fazla mesai yönünden yeterli delil olmadığından hesaplama yapılmadığı belirtilmiş; ancak hüküm fıkrasında davanın kabulüne denilmek suretiyle kıdem tazminatı ve ücret alacakları hüküm altına alınmasına rağmen fazla çalışma alacağı yönünden hüküm kurulmamıştır. Gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişki bozma nedenidir.
Kabule göre de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı bakımından davacı beyanı doğrultusunda davacının kıdem tazminatını alamadığı dönem olarak belirttiği 18.01.2007-15.09.2009 tarihleri esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Davacı, alt işveren ... A.Ş."den alacaklarını aldığını beyan etmiş olup söz konusu ödemelerin tüm çalışma dönemine ilişkin olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davacının davalı nezdindeki çalışmasına ilişkin hizmet alım sözleşmeleri, çalışılan dönem ve yapılan ödemeye ilişkin kayıtlar araştırılarak davalının kıdem tazminatından sorumluluğu belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.