10. Hukuk Dairesi 2018/4980 E. , 2019/6826 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2016/147-2018/152
Davacı, ödediği primlere göre 1479 sayılı Yasa kapsamındaki Bağ-Kur sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini, bu olmadığında ödediği primlerin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyada bulunan belgeler incelendiğinde, davacının 16.10.1990 tarihli Bağkur giriş bildirgesine istinaden 12.03.1990 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılık tescilinin re’sen yapıldığı, 12.03.1990-09.08.1994, 06.08.1998-07.08.2006, 07.08.2006- tarihinden itibaren devam eden vergi kaydının, 02.03.1990-04.06.2001 tarihleri arasında oda kaydının bulunduğu, davacının 07.01.2014 tarihli tahsis talebinin, yeterli prim ödeme gün sayısı bulunmadığı gerekçesi ile davalı Kurum tarafından reddedildiği görülmektedir.
Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25 maddeleri olup, ihtilaf konusu dönem nedeni ile de bu maddelerin 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişik şekline göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Dava sonucu itibariyle, 09.08.1994-06.08.1998 arası 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süresi olarak tespiti ile yaşlılık aylığı tahsisi talebidir, tespitine karar verilecek söz konusu dönemde, 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24. madde hükmü uyarınca, zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görüldüğünden, davacının vergi kaydı bulunmayıp sadece oda kaydı bulunan 09.08.1994-06.08.1998 tarihleri arası dönemde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının da varlığı halinde sigortalı sayılması gerekmektedir.
Mahkemece, ihtilaf konusu dönem olan 09.08.1994-06.08.1998 tarihleri arası dönem yönünden yukarıda belirtilen oda kaydının ve bağımsız çalışmanın varlığı usulünce araştırılmalı, yapılacak araştırma sonucu sigortalı sayılması halinde bu sefer tahsis koşullarının belirlenmesi açısından bu döneme ilişkin primlerin ödenip-ödenmediğinin, bu sürenin sigortalılık süresi olarak kabulü halinde tahsise esas hizmetlerin dökümü ile bu hizmetlere ait prim borcunun bulunup-bulunmadığının ve yaşlılık aylığı tahsis talep tarihi olan 07.01.2014 itibariyle yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanamayacağı hususlarının Kurumdan sorulması, ihtilaf halinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.