15. Ceza Dairesi 2019/2489 E. , 2019/3886 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/10/2018 tarihli ve 2018/96462 soruşturma, 2018/74617 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/11/2018 tarihli ve 2018/5426 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/03/2019 gün ve 94660652-105-34-1092-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/03/2019 gün ve 2019/24001 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin şikâyet dilekçesinde, şüpheli ile ilk olarak eşinin tanıştığını ve ortak arkadaşları vasıtasıyla şüpheli ile görüşmeler gerçekleştirdiğini, bahsedilen görüşmelerde şüphelinin güven telkin ettiğini ve kendisini icradan toplu araç alıp satan kişi olarak tanıtarak isterlerse kendilerine de araç alabileceğini söylediğini, şüphelinin icradan ihale yoluyla satılan 2014 model dizel 1.6 otomatik Volkswagen marka araba için kendisini aramasını müteakip bahsedilen arabanın tarafına alımı için 58.000,00 Türk lirasını şüphelinin hesabına havale ettiğini ancak şüphelinin anılan arabayı almadığını, ödediği parayı da iade etmediğini, sonradan şüphelinin aynı şekilde başkalarını da dolandırdığını öğrenmesi üzerine şikâyette bulunduğunu ifade etmesi üzerine başlatılan soruşturmada, müşteki ile şüpheli arasındaki anlaşmazlığın hukukî ihtilaf mahiyetinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre, şüphelinin farklı müştekilere karşı aynı şekildeki eylemleri hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma dosyalarının bulunup bulunmadığının araştırılması, tespit edilmesi hâlinde anılan dosyaların incelenmesi, şüphelinin iddia edilen eylemleri hakkında bilgi sahibi oldukları müşteki tarafından bildirilen ... ve müşteki eşinin tanık olarak ifadesine başvurulmasından sonra hile unsurunun tartışılarak sonucuna göre hukukî durumun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik inceleme yapılarak verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/11/2018 tarih ve 2018/96462 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 16/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.