18. Ceza Dairesi 2017/7833 E. , 2018/7663 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Mut Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/08/2017 tarihli ve 2017/629 soruşturma, 2017/548 esas, 2017/544 sayılı iddianamenin iadesine dair Mut Asliye Ceza Mahkemesinin 23/08/2017 tarihli ve 2017/539 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 07/09/2017 tarihli ve 2017/1079 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 30/11/2017 gün ve 67235 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Mut Asliye Ceza Mahkemesince, uzlaşma teklifinde bulunulmadığından dolayı şüphelinin savunma hakkının kısıtlanmış olduğundan bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de; şüpheliye isnat edilen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemsi Kanunu"nun 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği, ancak 23/06/2017 tarihli uzlaştırma görüşme tutanağına göre müşteki ..."in uzlaşmak istemediğini beyan ettiği anlaşılmakla, uzlaştırma prosedüründe bir eksiklik bulunmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253 ve devamı maddelerinde düzenlenen uzlaştırma müessesinde 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 sayılı Yasa ile köklü değişiklikler yapılmıştır. 6763 sayılı Kanun 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.
6763 Sayılı Kanun ile değişiklik öncesi şikayete bağlı suçlar ile şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç olmak üzere TCK"nın 86. maddesi), taksirle yaralama (TCK"nın 89. maddesi), konut dokunulmazlığının ihlali (TCK"nın 116. maddesi), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK"nın 234. maddesi), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (TCK"nın 234. maddesi, dördüncü madde hariç) ve özel kanunlarda uzlaşmaya tabi olduğu belirtilen suçlar uzlaşmaya tabi suçlar idi. Bu genel kuralın istisnası olarak da soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa da etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar uzlaşma kapsamında değildi. Ana kuralın bir diğer önemli istisnası da uzlaştırma kapsamına giren bir suçun uzlaşma kapsamına girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi durumu idi ki, bu durumda da uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı yaptırım altına alınmıştı.
6763 Sayılı Kanun ile TCK"nın 253. maddesinin başlığı “Uzlaştırma” olarak değiştirilmiş ve uzlaştırma kapsamında olan suçlarla ilgili ana kurala; tehdit (TCK"nın 106/1. maddesinin birinci fıkrası), hırsızlık (TCK"nın 141. maddesi), dolandırıcılık (TCK"nın 157. maddesi) suçları ile mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Öte yandan uzlaşma müessesinde ana kurala önemli bir istisna teşkil eden soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa da etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlarda uzlaşma yoluna gidilmeyeceği kuralı kaldırılarak diğer şartları da taşıması koşuluyla etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar da uzlaştırma kapsamına alınmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."şeklinde düzenleme karşsında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1. maddesinde; "Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir." hükümlerine yer verilmiştir.
Aynı Kanunun suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik “Uzlaşma” başlıklı 253/4. maddesinde;
“Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, şüpheli hakkında TCK"nın 123. maddesinde düzenlenen, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan soruşturma yürütüldüğü, bu suçun 6763 sayılı yasanın değişiklik öncesi ve sonrasında uzlaşma/uzlaştırmaya tabi olan suçlardan olduğu, müştekinin, Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine uzlaştırmacı görevlendirildiği, uzlaştırmacının müşteki ile görüşmesinde müştekinin uzlaşmak istemediğini beyan ettiği, ayrıca müştekiye uzlaşma teklif formunun sunulduğu ve müştekinin uzlaşmak istemediğine yönelik kısımı imzaladığı, bu itibarla şüpheliye uzlaşma teklifinde bulunulması zorunluluğunun ortadan kalktığı anlaşılmakla, şüpheliye uzlaşma teklifinde bulunulmadığı yönündeki iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın merciince kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1) Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 07/09/2017 tarihli ve 2017/1079 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 21.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.