Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25817
Karar No: 2015/2805
Karar Tarihi: 19.02.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/25817 Esas 2015/2805 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/25817 E.  ,  2015/2805 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 24/06/1985 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R

    1-Yerel Mahkeme, davalı vekiline tefhim edilen kararı, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre 8 günlük sürede temyiz etmediği gerekçesiyle HUMK"unun 432.maddesinin 4.fıkrası uyarınca 13.06.2014 tarihli Ek Kararı ile temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
    Davacı vekili, 24.06.2014 tarihinde tebliğ edilen temyiz talebinin reddine dair ek kararı, 25.06.2014 tarihinde süresinde temyiz etmiştir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur.
    Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
    Hal böyle olunca davalı vekilinin mahkeme kararını 20.5.2014 tarihinde temyiz ettiği, gerekçeli kararın ise 24.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış olup Yasa"da öngörülen 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinin kabulü doğru değildir. Hal böyle olunca, davalı vekilinin hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından Yerel Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 13.06.2014 tarihli ek kararının bozularak kaldırılması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
    2-Davacı, 24.6.1985 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa uyarınca bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 14.6.1986-21.10.2011 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmişse de, varılan sonuç hatalı olmuştur.
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 1999 yılında kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi uyarınca 24.6.1985 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında kayıt ve tescilinin yapıldığı, ancak Kurumca oda kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde oda kaydı geçersiz sayıldığından davacının sigortalılık süresi vergi kaydına göre güncellenmiş olup, 22.8.1986-28.9.1987, 28.5.1992-2.12.1994 tarihleri arasında esnaf bağ-kur sigortalısı kabul edildiği, davacının 22.8.1986-28.9.1987, 28.5.1992-2.12.1994 tarihleri arasında vergi kaydının, 24.6.1985-16.7.2007 tarihleri arasında oda kaydının bulunduğu, esnaf sicil kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 54. madde eklenmiştir.
    “GEÇİCİ MADDE 54- Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.

    4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci -fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
    Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının oda kaydının mevzuata uygun olup olmadığı ve oda kaydına istinaden sigortalı kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkmaktadır.
    Somut olayda; davacının 4.7.1983 tarihi itibari ile tescilinin 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa"nın 24. maddesi uyarınca yapıldığı ve ilgili Yasa uyarınca zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş olup, davacının oda kaydında silinti, kazıntı gibi usulüzlüklerin bulunmadığı gibi, odaya kayıtlı olduğu sürelere ilişkin prim borcunu da Yasa"da belirtilen tarihe kadar ödediği bu nedenle geçerli olduğu sabit olup, oda kaydına göre sigortalı kabul edileceği ortadadır. Ancak mahkemece oda kaydının sona erdiği 16.7.2007 tarihinden sonra davacı adına kayıtlı herhangi bir kayıt bulunmadığından bu sürelerde sigortalı kabil edilemeyeceği düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykınrı olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş; davacının oda kaydına istinaden 16.7.2007 tarihine kadar sigortalı kabul etmek ve davacının zorunlu bağ-kur sigortalı kabul edildiği süreler dışında kalan dönem dışında ödediği primlerin, ödemeye başladığı tarihlerden sonra karşıladıkları süre kadar davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi