17. Hukuk Dairesi 2015/16911 E. , 2018/5307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ..."ın sevk ve idaresindeki aracın müvekkillerinin murisi olan ..."e çarpması sebebi ile meydana gelen kaza sonucunda ..."in kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı ...ve ...Tic. ... Fab. A.Ş"ye ait olduğunu, müteveffaya atfedilecek her türlü kusurun göz önünde bulundurulmaksızın müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalıların müvekkillerinden ... için 15.000,00 TL ve diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminata kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen kazada davalılara atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığını, davalı sürücünün yolun orta şeridinde düşük bir hızla seyir halinde iken davacıların murisinin birden yola çıktığını, sürücünün ani refleksle aracı sağ şeride kırdığını ve frene bastığını ancak kazayı önleyemediğini, olayın meydana gelmesinde davacıların murisinin tamamen kusurlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin zenginleşmeye yönelik olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat miktarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 21.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.