19. Hukuk Dairesi 2015/11108 E. , 2016/16079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ... Ayakkabı San.Tic.A.Ş arasında 14/07/1997 tarihinde kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını,davalının bu şirketin temsilcisi olduğunu,aynı zamanda sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attığını,kredinin teminatı olarak 87.000,00-TL miktarlı ipotek verildiğini, kredinin vaktinde ödenmemesi nedeniyle 2000 yılında hem ipotek hem de sözleşme uyarınca takibe geçildiğini, daha sonra müvekkili bankaya 6183 sayılı yasa ile takip yetkisi verildiğinden, bu yasa uyarınca takipler açılarak,önceki açılan takiplerin atiye bırakıldığını,bu takipler yürürken Anayasa Mahkemesi tarafından müvekkili bankaya verilen yetkinin kaldırılması nedeniyle yeni baştan takibe geçilerek bu kez .. 22. İcra Müdürlüğünün 2009/1410 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ayrıca ... 13. İcra Müdürlüğünün 2009/5361 sayılı dosyası ile de davalı aleyhine takibe geçildiğini, davalı tarafından açılan bu takibe,asıl borçluyla ilişkisinin kalmaması nedeniyle itiraz edildiğini, itirazın yersiz olduğunu, davalının sözleşmeyi müteselsil kefil ve müşterek borçlu olarak imzaladığını belirterek, itirazın iptaline ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil 14/07/1997 tarihinde 29.000,00-TL miktarında kredi kullanıldığını, kredinin alındığı tarihten itibaren iki ay sonra şirketi terk ettiğini, 14 yıl ipoteğin çözülmediğini ve borcun temerrüt faizi ile birlikte 470.000,00-TL"ye ulaştığını öğrendiğini, 14 yıldır ipoteğin çözülmemesinin kendi hatası olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalı açısından temerrüdün ilk icra takibinin yapıldığı 16/06/1999 tarihinde gerçekleştiği, bu tarih esas alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacının 29.000.00-TL asıl alacak, 154.583,14-TL temerrüt faizi, 49.759,42-TL gecikme zammı, 10.217,13-TL ... olmak üzere 243.559,69-TL miktarında borçlu bulunduğu, hesap yapılırken 16/06/1999 ile 26/04/2004 tarihi arasında 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Kanununda belirlenen faiz oranları esas alındığı bu tarihten sonra da yine aynı kanunda belirtilen ve gecikme zammı olarak nitelendirilen faiz oranının uygulandığı, takip tarihi olan 09/04/2009 tarihinden itibaren ise takip tarihinde geçerli olan yıllık %38 faiz oranının uygulanması gerektiği,davacı tarafından icra takibi yapılırken bütün alacak kalemlerinin toplanarak 395.381,84-TL toplam miktar ve bu miktara da 18.707,46-TL masraf olmak üzere 414.089,30-TL üzerinden takibe başlanması, asıl alacak, faiz ayrımının yapılmaması, asıl alacağa faiz eklenerek bir rakam bulunup bu rakamın üzerinden takibe geçilmesinin faize faiz yürütülme olarak değerlendirildiğinden mevzuata uygun görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile
takip tarihinin 09.04.2009 olması dikkate alınarak hükmolunan miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatına, takip tarihinden sonra yapılan tahsilatların İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına karar verilmiş,hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.