Dolandırıcılık ve suç uydurma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 15/11/2011 tarihinde sanığın katılan ..."ı arayarak kendisini emniyet görevlisi Hakan olarak tanıttığı ve katılanın kimlik bilgilerinin kullanıldığını, adına çok sayıda kredi kartı çıkarıldığını söyleyerek dayısının oğlu olan ..."ın kredi kartı bilgilerini vererek bu karta 10.000 TL para yatırılmasını sağladığı, sanığın dayısının oğlu olan ..."ın kredi kartını rıza ile elinde bulundurmasına rağmen, parayı çektikten sonra savcılığa giderek kredi kartının kopyalandığını belirterek dolandırıcılık olayından kendisini kurtarmaya çalıştığı, bu suretle dolandırıcılık ve suç uydurma suçlarını işlediğinin iddia edilmesi karşısında; dolandırıcılık eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 158/1.maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin, suç uydurma suçu ile birlikte üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 16/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.