12. Hukuk Dairesi 2019/4347 E. , 2020/684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, alacaklı tarafından karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınabileceği haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise İİK"nun 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu unsurları içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun, şikayete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, daha mütevazi semtlerde edinebileceği meskenin değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda, aynı ilk derece mahkemesinin başka bir dosyasına ibraz edilen ve işbu inceleme konusu hükme de esas alınan, 20/10/2017 tarihinde yapılan keşif üzerine düzenlenen 25/10/2017 tarihli raporda; şikayete konu evin değeri 120.000,00 TL., borçlunun haline münasip başka bir evi 120.000,00-TL. ye alabileceği tespit edilmiş ise de, şikayete konu haciz 14/03/2018 tarihli olup, hükme esas alınan rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir.
Asıl olan borcun ödenmesi olup, haciz tarihi ve haciz anındaki borçlunun sosyal durumu ile borçlu ve ailesinin ihtiyaçları gözetilerek, keşif yapılarak rapor alınmaması doğru görülmemiştir.
Öte yandan borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması ya da zorunlu ipoteklerden olmamakla birlikte ipotek bedelinin haciz tarihinden önce ödenmiş olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller.
Somut olayda şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği ve ipoteğin nevinin yeterince araştırılmadığı anlaşılmış olup, ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının ya da zorunlu ipoteklerden olmaması halinde, ipotek bedelinin haciz tarihinden önce ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekir.
O halde, sonuç olarak icra mahkemesince ipoteğin niteliği araştırılarak (özellikle ipotek akit tablosunun ilgili birimlerden istenilmesi ve ipotek akit tablosunda yer alan kayıtların incelenmesi), zorunlu olarak kurulan ipotek olduğunun ya da zorunlu olmasa bile ipotek bedelinin, haciz tarihinden önce ödendiğinin anlaşılması halinde, meskeniyet şikayetinin esası incelenmek suretiyle haciz tarihi ve haciz anındaki borçlunun sosyal durumu ile borçlu ve ailesinin ihtiyaçları gözetilerek, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.