11. Ceza Dairesi 2016/12820 E. , 2017/670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhaleft
HÜKÜM : Düşme, mahkumiyet
Gerekçeli karar başlığında yanlış gösterilen suç tarihlerinin suça konu faturaların 2002, 2003, 2004 ve 2005 takvim yıllarında gelir vergisinde kullanılması nedeniyle 01.04.2003, 16.03.2004, 16.03.2005 ve 16.03.2006 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I- Katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan vekilinin, yokluğunda verilip 01.11.2016 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen hükmü 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 11.11.2016 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne karşı sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
1- 25.04.2007 gün, VDENR-2007-1919/13 sayılı Vergi Suçu Raporuna atıfta bulunularak verilen dava şartı olan “mütalaa”nın “sahte fatura kullanmak” suçuna ilişkin olduğu; 11.12.2009 tarih, 2009/4897 esas sayılı iddianame ile mütalaa konusu yapılmayan “sahte fatura düzenlemek” suçundan kamu davası açıldığı cihetle; yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığından durma kararı verilip ilgili vergi dairesinden “sahte fatura düzenlemek” suçundan mütalaa verilip verilmeyeceğinin sorulup, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden ""sahte fatura düzenlemek"" suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Sahte fatura kullanma/düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; 2005 takvim yılına ilişkin suça konu faturalardan birkaçının asılları veya onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesinden sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
b) Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı aylarda/zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, suç tarihinin de son faturanın düzenlendiği tarihe göre belirleneceği cihetle; eylemin bölünerek 1 Haziran 2005 tarihinden önce düzenlenen faturalar yönünden kamu davasının zamanaşımı nedeni ile düşürülmesine, 2005 yılında düzenlenen diğer faturalar yönünden ise sanığın mahkumiyetine karar verilmek suretiyle çelişkiye sebebiyet verilmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.