11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/145 Karar No: 2017/667 Karar Tarihi: 06.02.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/145 Esas 2017/667 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanmış ve 20.03.2009 tarihinde verilen hükümde temyiz süresinin başlangıcı ve merciinin usulüne uygun olarak gösterilmemesi nedeniyle sanık müdafilerinin temyizinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, yerel mahkemelerce direnme kararı verilirken 5271 sayılı CMK'nın 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması gereklidir. Aksi hal 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 308. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık oluşturduğundan, sair yönleri incelenmeyen direnme kararının hüküm fıkrasının bulunmaması usuli eksikliği nedeniyle 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir. Detaylı kanun maddeleri şunlardır: Yargıtay Ceza Genel Karulu'nun 14.04.2009 tarihli ve 214/98 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 23.02.2010 tarih
11. Ceza Dairesi 2017/145 E. , 2017/667 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Direnme
Yargıtay Ceza Genel Karulunun 14.04.2009 gün ve 214/98 sayılı kararında açıklandığı üzere; hüküm ve kararlarda yasa yolu bildiriminin yasa yolu, mercii, şekli ve süresini de kapsayacak şekilde açıkça anlaşılabilir ve her türlü yanıltıcı ifadeden uzak biçimde belirtilmesi zorunlu olup, sanığın yokluğunda 20.03.2009 tarihinde verilen hükümde temyiz süresinin başlangıcı ve merciinin usulüne uygun olarak gösterilmemesi nedeniyle sanık müdafilerinin temyizinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.02.2010 gün ve 2010/11-34-35 sayılı tevdii kararında da vurgulandığı gibi yerel mahkemece direnme kararı verildiği belirtilmekle birlikte, değişik gerekçe ile hüküm kurulduğu, bu nedenle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, bir hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkemelerce direnme kararı verilirken 5271 sayılı CMK"nın 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunlu olup, aksi hal 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 308. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık oluşturduğundan, sair yönleri incelenmeyen direnme kararının hüküm fıkrasının bulunmaması usuli eksikliği nedeniyle 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.