17. Hukuk Dairesi 2015/10863 E. , 2018/5261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/ babası ..."in idaresindeki bisiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı eş ..."nın ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 17.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 16.540,99 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davalı şirket adına kayıtlı olup kazaya karışan aracın 31.12.2008 tarihli harici sözleşme ile dava dışı şirkete takasa verildiğini ve teslim edildiğini, kazayı yapan sürücü ile de şirketlerinin hiçbir ilgisi olmadığını, davalı şirketin işleten sıfatı bulunmadığından kendilerine husumet düşmeyeceğini, istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, davacı tarafın kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ..."nın maddi tazminat isteminin kabulü ile 16.540,99 TL"nin davalılardan tahsiline; davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı ... için 3.000,00 TL. ve diğer davacılar için 1.750,00"şer TL"nin ... şirketi dışındaki davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı ... vekilinin, davacılar ..., ...ve ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacılar ..., ...,... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı 1.750,00"şer TL. olup karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, adı geçen davacılar için kabul edilen manevi tazminatlar, davalı taraf yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ...’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; maddi tazminat yönünden, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen ve doğru hesaplamaları içeren raporun hükme esas alınmış olmasına; davaya konu kazaya karışan aracın sürücüsü ve haksız fiil faili olan davalı ..."nün, aracın trafik sigortacısı olan şirketle birlikte, zarar gören davacılara karşı müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek maddi tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacı ... için manevi tazminatın takdirinde, TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı ... vekilinin, diğer yönlere ilişkin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davalı şirketin kazaya karışan aracının, kazadan önce 31.12.2008 tarihinde, dava dışı ... Ltd. Şti"ye takasa verildiğini, harici sözleşme ile aracın bu şirkete teslim edildiğini savunmuş; bu hususu ispat bakımından da "tutanak" başlıklı tarihsiz araç teslim belgesini sunmuş ve tanık dinletmiştir. Mahkeme tarafından, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 20/d maddesi gereği, tescilli aracın noterden resmi şekilde satımının yapılması gerektiği, davalı aracının devrinin resmi şekle uygun olarak yapılmadığı, kaza tarihi itibariyle kayıt maliki olan davalı ... Ltd. Şti"nin işleten sıfatının devam ettiği gerekçesiyle, zarardan sorumluluğuna hükmedilmiştir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ..."nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve ..."ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse ..."ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda; davalı ... Ltd. Şti. ile Peugeot araç bayisi olan ve galericilik yaptığı anlaşılan dava dışı ... Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalı "tutanak" başlıklı belgede, davaya konu kazayı yapan aracın davalı şirket tarafından adı geçen şirkete 31.12.2008 tarihinde teslim edildiği, aracın takastan alındığının tutanak ile saptandığı; davalı tanığı Murat Örs tarafından, galericilik yapan ... Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti"ye aracın takasa verilip teslim edildiğinin beyan edildiği; yine, davalı sürücü Süleyman"ın da ceza soruşturmasındaki ifadesinde, aracı kazadan 2 ay önce satın aldığını, ancak araç kaydını üzerine almadığını beyan ettiği görülmektedir. Anılan hususlar birlikte gözetildiğinde; davalı şirketin işleten sıfatı yönünden mahkemece yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece; davalı ... Ltd. Şti. ile dava dışı ... Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan, aracın takasa verildiğine ilişkin belge içeriğinin sıhhati konusunda araştırma yapılması; gerektiğinde, dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme de yapılarak davalı şirkete ait aracın takas amacıyla galerici şirkete teslim edilip edilmediği, bu teslim karşılığında davalı şirketin takas yoluyla aracı yerine başka bir araç alıp almadığı hususlarının araştırılması ile oluşacak sonuca göre, davalı ... Ltd. Şti"nin işleten sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı ... Ltd. Şti. vekilinin, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, davacılar ..., ..., ... ve ... için hükmedilen manevi tazminata ilişkin kısım yönünden mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer yönlere ilişkin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Ltd. Şti. vekilinin, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ... Ambalaj ve Madencilik Ltd. Şti"ne geri verilmesine 21.5.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.