Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, takip kesinleştikten sonra taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince borcun 10.000 TL"sının  peşin ödendiğini, kalan borcun bir kısmının sözleşmede belirtilen nitelik ve sayıdaki altın ile ödenmesinin, bir kısmına karşılık gelmek üzere de alacaklıya ait banka kredi borcu taksitlerinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, anlaşmaya rağmen alacaklının takibe devam ettiğini ileri sürerek, sözleşme uyarınca takibin durdurulmasını istemiş, mahkemece, ödemeye dair belgenin adi nitelikte olduğu ve borcun tamamının ödenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 
İİK"nun 71. maddesi gereğince; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer"ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman isteyebilir."
Somut olayda, borçlu vekili 26.07.2011 tarihli dilekçesi ile takip dosyasına 6.390,00 TL yatırmış, 02.08.2011 tarihinde ise alacaklı Cengiz Urulu, 10.000 TL borcun haricen tahsil edildiğini bildirmiştir.
O halde borçlu tarafından yapılan kısmi ödemeler dikkate alınarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,  16/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.