20. Ceza Dairesi 2018/3880 E. , 2020/1690 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : BAKIRKÖY 10. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- Mahkûmiyet:
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-Sanık ... hakkında kurulan temyiz isteminin reddi kararına yönelik kanun yolu ve eski hale getirme talebinin incelenmesinde;
Sanık ve müdafiinin, temyiz isteminin reddi kararına yönelik temyiz istemiyle birlikte eski hale getirme talebinde bulunduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK"nın 42/1. maddesi uyarınca "Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hâle getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir." kuralı gereğince eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olması karşısında, mahkemenin eski hale getirme talebinin reddine ilişkin verdiği 09/01/2015 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilerek ve bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede;
Sanığın yüzüne karşı usulüne uygun olarak 30/09/2014 tarihinde tefhim edilen hükmün, 1412 sayılı CMUK"nın 310/1. maddesinde öngörülen yasal süresinden sonra 10/10/2014 tarihinde temyiz edilmesi karşısında geçerli ve tevsik edilmiş bir sebebe dayanmayan eski hale getirme isteğinin yerinde olmadığı anlaşılmakla; kanuna uygun olarak verilen 14/11/2014 tarihli temyiz isteminin reddi kararının ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "sanık ... yönünden; 18/04/2013-12/07/2013" olarak belirtilmesi yerine her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeksizin, suç tarihinin "12/07/2013/ 05:30 ve öncesi" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
C-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “sanık ... yönünden; 14/05/2013 - 17/05/2013 - 04/07/2013, sanık ... yönünden; 14/05/2013 - 04/07/2013 - 12/07/2013 olarak belirtilmesi yerine her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeksizin, suç tarihinin “12/07/2013/ 05:30 ve öncesi" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanık ..."in 17/05/2013 tarihli, sanık ..."ın ise ev araması tarihi olan 12/07/2013 tarihli eylemleri nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri sabit ise de; sanıkların mahkumiyet hükmüne esas alınan 14/05/2013 ve 04/07/2013 tarihli olaylarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerin ekspertiz raporlarının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu evrakın aslı veya onaylı örneği temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması; tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin ./..
saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ... müdafii ve sanık ..."in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
D-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “sanık ... yönünden; 123/04/2013, sanık ... yönünden; 23/04/2013 - 24/04/2013 - 12/07/2013 olarak belirtilmesi yerine her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeksizin, suç tarihinin "12/07/2013/ 05:30 ve öncesi" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, birden çok kez farklı kişilere uyuşturucu madde satan sanıklar hakkında, zincirleme suç nedeniyle TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
E-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, birden çok kez farklı kişilere uyuşturucu madde satan sanık hakkında, zincirleme suç nedeniyle TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin Sanık ... yönünden "01/04/2013-05/04/2013-06/04/2013-12/07/2013" olarak gösterilmesi gerekirken sanık ayrımı yapılmaksızın "12/07/2013/ 05:30 ve öncesi" olarak gösterilmiş olması,
2)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3)Sanığın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin yağma suçundan 2003/310 esas, 2004/69 karar sayılı karar ile verilen ve 07/10/2005 tarihinde kesinleşen ve 29/10/2015 tarihinde yerine getirilen 8 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti yerine, daha hafif cezaya dair Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2009/1051 esas 2011/676 karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen 6000 TL adli para cezası nedeniyle hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilerek TCK’nın 58, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddelerine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Gerekçeli karar başlığındaki suç tarihinin çıkarılarak yerine sanık ... yönünden "01/04/2013-05/04/2013-06/04/2013-12/07/2013" olarak yazılması,
2)TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
3- Sanık ... hakkında tekerrür uygulamalarına ilişkin kısmın karardan çıkarılarak yerine “Sanık ... hakkında Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin yağma suçundan 2003/310 esas, 2004/69 karar sayılı karar ile verilen ve 07/10/2005 tarihinde kesinleşen ve 29/10/2015 tarihinde yerine getirilen 8 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyetten dolayı mükerrir olduğu anlaşıldığından, TCK’nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhine değiştirmeme ilkesi gözetilerek, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/1051 esas 2011/676 karar sayılı kararı ile verilen 6000 TL adli para cezası esas alınarak belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
F-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Mahkûmiyet hükmüne esas alınan sanık ..."ın 15/05/2013 ve 18/05/2013 tarihli, sanık ..."in ise 07/07/2013 ve 10/07/2013 tarihli olaylarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerin ekspertiz raporlarının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, bu maddelerin "uyuşturucu madde niteliğini taşıyıp taşımadığına" ilişkin uzmanlık raporu var ise aslı yada onaylı örneği temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması, yok ise maddelerin temini ile "uyuşturucu madde niteliğini taşıyıp taşımadığına" ilişkin uzmanlık raporu alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA,
10/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi