Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de
İİK"nun 266. maddesinde; borçlunun, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebileceği, takibe başlandıktan sonra bu yetkinin, icra mahkemesine geçeceği hükme bağlanmıştır.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu yukarıda açıklanan yasa hükmüne dayalı olarak konan ihtiyati haciz ve yakalamaların kaldırılması ve araçların teslimine yönelik şikayettir.
Somut olaya bakıldığında, mahkemenin ilk kararında şikayetin kabulü ile dosya borcu kadar teminat yatırıldığında haczedilen bir kısım araçların yeddiemin olarak davacı tarafa teslimine ve haczin teminat üzerine konulmasına karar verildiği, Dairemizin 2010/3403 Esas 2010/4941 Karar 14.06.2010 tarihli ilamı ile İİK"nun 266. maddesi hükmü gereğince yapılan başvuru üzerine  teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken ; mahkemece " araçların yeddiemin olarak davacıya teslimi" şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gerekçesi ile kararın bozulduğu,mahkemece 26.01.2011 tarihli celsede bozmaya uyularak dosyadaki hacizli mallarla ilgili olarak hacizlerin kaldırıldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya içinde mevcut İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/1568 Esas sayılı  dosyasının tensip bozma zaptının 28.12.2010 tarihli celsesinde  hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş, şikayet 07.01.2010 tarihinde yapılmıştır.
Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı)  andaki koşullara göre değerlendirilir ve sonuçlandırılır. Sonradan gelişen, değişen olaylar, değerlendirmeye katılamaz. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı).
O halde mahkemece bozmaya uyulduğu ve usuli kazanılmış hak  ve şikayet tarihi itibariyle hacizlerin devam ettiği nazara alınarak, bozmaya uygun olarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,  16/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.