
Esas No: 2012/12641
Karar No: 2012/29805
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/12641 Esas 2012/29805 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2012
NUMARASI : 2011/1408-2012/160
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Borçlunun taşkın hacze yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
2- Borçlunun diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun tüzel kişilere tebliğe ilişkin 12.maddesinde; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunla birden ziyade ise, yalnız birine yapılır". Aynı yasanın 13.maddesinde; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükümleri yer almaktadır. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesinde ise " ....tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Şu kadarki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tesbit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır" düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda ödeme emri, borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadıkları belirlenmeden doğrudan daimi işçi M. K. imzasına tebliğ edilmiş olduğundan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13.maddelerine aykırı olduğundan usulsüzdür.
Borçlu vekili 26.12.2011 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda diğer şikayetleri yanında ayrıca müvekkiline yapılan tebligat incelendiğinde, şirket yöneticilerinin nerede olduğunun araştırılmadığı ve tebligat zarfına buna dair herhangi bir şerh düşülmediğinin görüldüğünü, tebligatın müvekkiline hukuka aykırı olarak yapıldığını, müvekkilinin icra takibinden 20.12.2011 tarihinde haberdar olduğundan bu tarihin tebliğ tarihi olarak belirlenmesini de istemiştir. Borçlunun bu istemi açıkça tebligatın usulsüzlüğü şikayetini kapsamaktadır.O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun öğrenme tarihine göre süresinde yaptığı takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediğine yönelik şikayetin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.