23. Hukuk Dairesi 2014/8310 E. , 2015/1668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ve şirket müdürü ... ile davalılar vekili avukat ... ve feri müdahil vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmeler bulunduğunu, davacı yüklenicinin sözleşme gereğince yaptığı otelde, davalı arsa sahiplerinin hissesini sözleşme ile kiraladığını, ancak aynı sözleşmede, kira borcu için davacının ibra edildiğini, buna rağmen kira borcu için verilen çeklerin takibe konulduğunu, sözleşmenin hata ile yanıltılarak davacıya imzalatıldığını ileri sürerek, kira borcu nedeniyle yapılan takipler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kira borcunun olduğunun tespiti halinde ise, kira borcunun, otel için yapılan demirbaş imalat bedelinden mahsubu ile, kalan demirbaş imalat bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmeler, daha önce görülüp kesinleşen tahliye davası ve tüm dosya kapsamından, davacının borçlu olmadığını kanıtlayamadığı, bir yıllık hak düşürücü sürede,hata veya gabin nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu bildirmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davada, taraflar arasındaki “ön protokol ve sözleşme” başlıklı sözleşmenin hata ile imzalandığı iddia edilerek, terditli olarak, sözleşme gereğince, kira borcu için düzenlenen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, ancak, anılan çekler nedeniyle davacının borçlu olduğu kabul edilirse; davacının demirbaş bedeli alacağı bulunduğu için kira borcunun mahsubu ile kalan demirbaş bedelinin davalıdan tahsili istenmiştir. Davacı vekili, duruşmadaki beyanında, taleplerinin terditli olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda, mahkemece, her iki talep miktarı üzerinden, davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenle, kararın bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının HUMK."nun 438/VII. (HMK. md. 370/2) maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) Bent uyarınca mahkeme kararının hüküm bölümünün (4.) fıkrasında yer alan “76.346,34” rakamının hükümden çıkartılarak yerine, “50.834,36” rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.